Alanya'da terör olaylarını protesto etmek için düzenlenen yürüyüşlerde çıkan olaylardan ve tansiyonun yükselmesinden dolayı Alanya Kaymakamı Hasan Tanrıseven baş sorumlu ilan edilerek hedef tahtası haline geldi.
Mülki amir sıfatıyla Alanya'nın başı olduğuna göre aranan sorumlu ilan edilmesi normal.
Nasıl ki yaptığı göze, kulağa hoş gelen işlerde övgüler alıyor, bunu kendisi de sosyal medya aracılığı ile paylaşıyorsa, eleştiriler de elbette olacaktır.
Eleştirilerin hakaret ve saldırı içerikli olanlara katılmam mümkün değil ancak yapıcı olanların haklı olduğu yönleri var.
Süreç daha farklı kontrol edilebilir ve yönlendirilebilirdi.
Yöneticilerin asıl işi toplumsal olayları yönetebilmektir.
Sert yaptırımlar ve yasaklarla toplumun gösterdiği reaksiyonun önüne geçmeye çalışmak tansiyonu daha çok artırır.
Alanya'da terör olaylarının protesto edilmesi için düzenlenen irili ufaklı yürüyüşlerde bana göre benzer hatalar yapıldı.
Tomalı, gazlı müdahaleler ve sert gözaltılar ortamı daha çok gerdi.
Daha yumşak bir müdahale ve dil kullanılarak toplumun gazı alınabilirdi.
Halen geç kalınmış değil, bundan sonra yapılacak protesto eylemlerinde benzer yöntem uygulanabilir.
Çünkü elinde Türk Bayrağı ile terörü lanetleyen insanların sert yaptırımlara maruz kalması toplum gözünde şık durmuyor.
Ülkemizde neredeyse şehit ateşinin düşmediği yer kalmadı.
Şehit sayısı artarak devam ediyor.
Teröre karşı toplumsal bir patlama var.
Toplumun verdiği tepki çok normal ve olması gereken birşey zaten.
Vatandaşın teröre karşı duruşunu farklı yaptırımlarla önlemeye çalışmak, vatandaş ile devleti karşı karşıya getirir.
İyi niyetli topluluğun içine sızan provokatör varsa da bunları tespit edip almak, kamu düzenini bozdurmamak devletin en doğal hakkı ve görevi.
Burada mutlaka bir orta yol olmalı ve bulunmalı.