Merhaba Alanya…

“Bir ülkede fakirlerin, bebeklerin içeceği sütü zenginlerin köpekleri içiyorsa, o ülkede kapitalizm hakim demektir. “

Ülkemizde hatta ve hatta Alanya için bir hafızamızı yoralım .

Önce şurdan başlamak lazım “Dürüst toplumlar şuna inanır; Siyasetçi yetkiyi milletten alır.”

Yani Yetkisini yalana dolana başvurmadan, her bir vatandaşın hak ve hukukunu koruyarak kullanacağına dair milletine söz vermiş, yemin etmiş kişidir.

Milletin temsilcisidir, millete hizmet için görev yapar.

Siyasetçi, hiçbir çıkar uğruna yalan söylemez, milletini kandırmaz, kandıramaz.

Şu anda gülümsediğinize eminim!

Ama bilin ki; güldüğünüz şey aslında ağlanacak halimizdir.

Ülkemize bakalım. Partisi, ideolojisi, zikri, fikri hiç önemli değil. Siyaset adamı yalan söylüyor!

Rakibine her türlü iftirayı atanlar!

Bugün dediğini yarın inkâr edenler!

Kazanmak umudu adına her yolu mubah görenler!

Her türlü entrikaya başvuranlar!

Daha devam da edilebilir.

Alanyada ve ülkemin başka bir yerinde ne fark eder ki ?

Her yerde toplumun büyük çoğunluğu, bütün bunları yapanlara inanılmaz bir hoşgörüyle (!) yaklaşıyor ve inanılmaz bir menfaat sevgisi besliyor .

İşine gelmedimi de 2 koyunu iadere edemeyen bile sallayıp duruyor.

Bunu yaparken de kendinin ne kadar kirli olduğunu sorgulamıyor bile.

İşine gelenler de bunlar ‘Siyasetin doğasında var’ diyerek her türlü iğrençliği normalleştiriyor!

Hadi bir siyasetçi söylesin Alanyanın yarım saat uzağındaki bölgenin en zor koşulda yaşayan mağdur köyü olan Süleymanlar köyünü en son ne kadar zaman önce ziyaret etmiş ? yada şehrin en ünlü lokantasını en son ne zaman ziyaret etmiş ?

Bugün siyaset kurumuna güven sıfırın altında donma tehlikesi geçiriyorsa, Siyasetçiler (Dürüstleri tenzih ederim) bireysel maddi ve manevi zenginliklerini artırmak yarışmasında finalist olabilmek için tüm enerjisini harcıyorsa , Vicdan mahkemesini tınlamıyor, Kendi çıkarlarını ülke ve toplum çıkarlarından üstün görüyorsa, Ve hepsinden önemlisi, yalan olduğu gayet iyi bilineni gerçek diye yutturabiliyorsa, Bunun en büyük suçlusu toplumdur.

Çirkef olan sahada rakibine dayılanan bir futbolcuyu seven bir toplumdan bahsediyoruz.

Ben, sen, hepimiz!

Çünkü toplum hakikaten dürüst olursa, onu temsil edenlerin de, yönetenlerin de aksi yönde hareket etmesi mümkün değil. Siyasetçine bak, kendini gör!

Son olarak ta KÖTÜLERİN KAZANMASI İÇİN İYİLERİN SEYİRCİ KALMASI YETERLİDİR…

Selam ve Dua ile …