Şampiyonluk ihtirası ve astronomik transferlerle lige merhaba diyen, iç-dış hatlarda dolu dizgin koşan Fenerbahçe'yi ağırladık Oba'da... Geçen hafta aynı mekanda bir başka İstanbullu Kasımpaşa'ya, kalemizde gördüğümüz ucuz gollerle elimizdeki puanları kaptırınca sütten ağzımız yanmıştı. Kasımpaşa maçı fobisiyle yoğurdu üfleyerek yemeyi denedik...
Temkinli, daha defansif oynadık. Kendi yarı alanımıza kapanıp Furkan, Fidan, Richard savunma duvarını tam takım destek verdik. Öyle ki, Efecan'ımız bile klasik rakip ceza sahasına sağ iç deparları yerine bir ara çakılı savunma yapmak zorunda kaldı. Efe ilk 45'te Fenerbahçeli Ferdi, Fred ve Tadiç ile Göğüs göğüse yakın muharebeye girişti. Dzeko'dan yediği sarı karta malolan krampon çelmesi de cabası... Bu bölümde Dzeko, Szymanski kalemizi yokladı. Biz karambolden gol ararken, Yusuf'a fake atan İrfancan, ilk yarı golsüz kapanır derken skorborda şekil verdi...
İkinci perde de Fenerbahçe'nin yıldızlarını baskısını, kalemize isabet kaydeden şutlarını izledik. Tüm toplar Dzeko kule radarına takılırken, aklımızda hangi sürpriz atakla golü atabileceğimize takılı kaldı... Hakemin hatalı kararlarında kenarda isyanları oynayıp veryansın eden teknik sorumlumuz Ömer Erdoğan'ın da kırmızı kartla tribüne gönderilmesiyle sahadaki 11'imiz komutansız askerler gibi, yaradana sığınıp puan cengini sürdürdüler...
Kronmetre dakikaları erittikçe maçtan puan çıkarma umutlarımızda eriyordu. Ooterwolde'nin Furkan'a yapışıp kafaya çıkarmadığı pozisyondan penaltı çıkarmıydı?... Çıkmadı!... Son çeyreğe girildiğinde Fenerbahçe skoru tutma telaşına kapıldı... Alanyaspor'un doldur boşaltlarında kaleci Livakovic blokajlarıyla gol pozisyonlarını söndürdü... Turuncu yeşilli ekibimiz maç sonu kontağı puansız kapatırken, hala rotamıza oturamayışımızın tedirginliğini yaşadık!...