Bu ülkenin bir lideri var, o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Atatürk'ün dışında ikinci bir liderimiz yok ve olamaz da. Çünkü Atatürk, bu ülkenin teminatıydı, sigortasıydı. Ama bugünlerde Gazi Meclis'teki bazı milletvekilleri ise Atatürk'ün tam tersi hareket ediyor. Atatürk'ün CHP'sinin milletvekili gibi hareket etmiyor, edemiyor. Atatürk bu memleketin ve milletin ödediği vergileri çarçur etmez, tam aksine kuruşu kuruşuna hizmet ederdi. Atatürk'ün kurduğu CHP'de görev yapan bazı milletvekilleri, Atatürk'e yakışmayan hareketlerde bulunuyor ve bulunmaya da devam ediyor. O nedenle bugün Gazi Meclis'te görev yapan milletvekillerini örnek almıyor ve almak da istemiyorum. 
Bugün sokaklarda bizler çalışıp, kazanmazsak, asgari ücretlerimizle vergimizi ödemezsek, Gazi Meclis'teki bazı milletvekilleri iletişim faturasını ödetemez. Biz çalışacağız ki, milletvekillerinin iletişim faturasını ödeyeceğiz ve seçmenlerle daha iyi iletişim kuracak. Bu iletişim faturasını da Gazi Meclis'e ödeten isim Elif Doğan Türkmen. Elif Doğan Türkmen, CHP'nin bir milletvekili. Aynı zamanda TBMM Başkanlık Divanı Üyesi.  
CHP’li vekil Elif Doğan Türkmen'in, sadece telefonla konuşma ve seçmene gönderdiği mektupların faturası 1 milyon 200 bin lira. 
Yani CHP'li Türkmen'in seçmenle kurduğu iletişimin ücretini bile biz sokaktaki insanların vergileriyle ödeniyor. Yani bu harcamayı tüm CHP'li milletvekilleri yapmıyor, sadece tek başına Elif Doğan Türkmen yapıyor. 
Bir gazete araştırma yapıyor. Türkmen'in 1 milyon 200 bin TL'lik iletişim faturasıyla ne yapabiliriz diye. 1 milyon 200 bin TL'lik iletişim faturasıyla 1379 asgari ücretlinin maaşını ödemek mümkün. 1.600.000 ekmeği de yoksullara dağıtabilirsiniz. 370.370 lt benzin, İstanbul'da 7 lüks dairenin sahibi de olabilirsiniz isterseniz. 60 otomobil alabilirsiniz kamu kurumlarına. 2.116 cumhuriyet altının sahibi olmak da kaçınılmaz. 23.529 tüpgaz, 62.500 kg dana eti ve 2 adet VIP helikopterin de sahibi olmak mümkün. Yani bir Milletvekilinin iletişim faturasıyla bu yukarıda saydıklarımızdan birisine sahip olabilirsiniz. Bir Milletvekilili, bu kadar iletişim ücreti ödetebiliyor Gazi Meclis'e. Bu ödemeyi de bizim vergilerimiz karşılığında ödetiyor. 
Yani sokak çalışsın, vergisini ödesin, CHP'li Milletvekili de keyif yapsın. Devletin vergisiyle bir Milletvekili bu kadar keyf yapmamalı. Bu kadar lüks harcaması olmamalı milletvekilinin. CHP'li Türkmen'in seçim bölgesine gitseniz ve seçmene, 'CHP'li Türkmen sizi kaç kere aradı' derseniz, bir kere bile seçmenini aramamıştır. 
Ama iş harcamaya gelince harcıyorlar. Nasıl olsa kendi cebinden çıkmıyor, milletin ödediği vergilerle iletişim kurmak, o parayı kullanmak, çarçur etmek kolay. 
Türkiye'de bir AK Saray inşa edildi, karşı çıkmak için kırkı kırk yardılar. Türkiye'ye duyurdular, tüm dünyaya duyurmak için avazlarının çıktığı kadar bağırdılar. 
Türkiye'yi rezil etmek için her yere seslerinin çıktığı kadar duyurdular. Sanki AK Saray'ı Recep Tayyip Erdoğan kendisi için yaptırdı. 
Bir AK Saray inşa edilirsek seslerinin çıktığı kadar bağıran CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1 milyon 200 bin TL'lik iletişim ücretini Türkmen'e ödetecek mi?
Sonuçta o para benim param. Eğer Kemal Kılıçdaroğlu, o parayı TBMM Başkanlığı'nın ödemesini isterse ve Milletvekilinin cebinden karşılatmazsa, hakkımı da helal etmem. 
Eğer 550 milletvekili, 1 milyon 200 bin TL'lik o ücreti Türkmen'in ödemesi için bir adım atmazsa, bu dünyada da ve öbür dünyada da hakkımı helal etmem. 
Bırakın 1 milyon 200 bin TL'yi bugün 20 TL'ye ihtiyacı olan binlerce insan var Türkiye'de. O tüyü bitmemiş yetimin hakkını yedilirlerse, bu lüks harcamaya ortak olmuş olurlar. 
1 milyon 200 bin TL'lik iletişim faturasını Türkmen'e ödetmezlerse, hakkımı 550 milletvekiline helal etmem ve etmeyeceğim. 
Çünkü benim ödediğim vergiyle milletvekillerinin seçmenle iletişim kurmaya hakkı yok. O ücreti Türkmen ya öder, ya da hayatta helalleşmeyiz hem Türkmen ile, hem de 550 milletvekiliyle.