Suriye'de, Irak'ta acı var. Hergün onlarca insan ölüyor. Acı, kan ve gözyaşı dinliyor, Suriye ve Irak'ta. Gerçekten izlerken bile insan gözyaşını tutamıyor. Televizyonlarda yayınlanan her Halep görüntüsü içimizi acıtıyor, kanımızı yakıyor. Dini, dili, ırkı ve cinsiyeti ne olursa olsun Halep'te yaşanan her saniye ve her çığlık, Alanya'da kulaklarımızı çınlatıyor. Gece ateşkes sağlanıyor ama sabah bu ateşkesi bozuyorlar. Siviller katlediliyor, kurşuna dizilip, öldürülüyor. İnsan izleyince bile insanlığından utanıyorken, Halep'te sivilleri kurşuna dizip öldüren, o bölgeden çıkıp, daha güvenli bir bölgeye çıkmasına izin vermiyor, bazı alçaklar. 
Gerçekten Halep'teki görüntüleri izliyorken, Halep'ten ajanslara geçen fotoğraflara bakınca ağlamamak elde bile değil. 
Küçücük bebekler, anne ve babalarının kollarında aç, susuz yaşamaya çalışıyor. Bir damla su yok, bir lokma ekmek yok. 
Başını sokacakları bir evleri, yiyecek bir lokma ekmekleri, içecek bir damla suları yok Halep'teki küçücük bedenlerin, yaşlıların. Ölümle burun buruna yaşıyorlar. Yaşamayı unutmuşlar, ölümü bekliyorlar sanki. 
Halep'te acı, gözyaşı ve dram var. Halep'i görünce Türkiye'ye şükrediyorum. Bugün Halep'i görünce, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı acımasızca yerden yere vuranlara isyan ediyorum. Çünkü bugün Suriye'nin bir lideri yok. Suriye'nin lideri yok, Esad'ı var. Bugün Esad'ın adamları, sivilleri vuruyor, yaşamalarına bile izin vermiyor. 
Bugün Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan'ı, 'Diktatör' ilan edenleri kınıyorum. Çünkü bugün Suriye'de Esad kendi insanını kurşuna dizdiriyorken, Recep Tayyip Erdoğan kendisine oy vereni, vermeyeni, seveni, sevmeyeni ayırt etmeden hizmet veriyor. Bugün Türkiye'de herkese eşit ve adil hizmet veren Recep Tayyip Erdoğan sayesinde Türkiye'deki huzur ve güven ortamı ile ülkemiz kalkınıyor. Erdoğan'a, 'Diktatör' diyenler bile Türkiye sokaklarında serbestçe geziyor, dolaşıyorken, Erdoğan'a, 'Diktatör' yakıştırması yapmanın ne kadar anlamsız olduğunu bir kez daha görüyoruz. 
Bugün Halep'teki görüntüleri izledikçe içimiz kan ağlıyorken, bir Türk insanı olarak halimize ne kadar şükretsek, azdır. Çünkü bugün Türkiye'de yiyecek ekmeğimiz, içecek suyumuz, başımızı sokacak bir evimiz var. 
Bugün cebimizde paramız olmayabilir, evimizde ekmeğimiz, evimizde suyumuz ama başımızı sokacak bir evimiz var ya, o yeter ve artar bile. Bugün güvenli ve huzurlu bir ülkemiz varsa, Türkiye'yi yöneten bir liderimiz, derdimizi dinleyen, çözüm üreten bir devletimiz varsa, dünyanın en şanslı milletlerinden birisiyiz. 
Bugün ekonomimiz iyi olmayabilir ama yarın ekonomimiz iyi olmayacak diye bir şey yok. Bugün herşeyimizi kaybedebiliriz ama dimdik ayakta duran Türkiye Cumhuriyeti var, onu yöneten liderlerimiz var. Onlar bile yeter ve artar bile. Türkiye ayakta duruyorsa, Türk'ü, Kürdü, Çerkezi, Alevisi birlik halinde bu memlekette yaşıyorsa, bundan daha güzel bir şey olabilir mi?
Devletimiz ayaktaysa, milletimiz birlik içinde yaşıyorsa, Ay-Yıldızlı bayrağımız dalgalanıyor, ezanımız minarelerde okunuyorsa, Türkiye Cumhuriyetimiz yaşıyorsa, bu bize yeter ve artar. Allah, Türkiye'nin başına bela vermesin. Birlik ve beraberliğimizi hainlere bozdurmayalım. Türkiye güçlendikçe hainler de çıldırıyor. Onlar çıldırmaya devam etsin ama Türkiye güçleniyor. Türkiye'yi, Suriye'ye, Irak'a da kimsenin dönüştürmeye hakkı da, haddi de yok. Bu millet alçakların oyununa düşmeyecek, Halep'te acı ve gözyaşını Türkiye'de göremeyeceksiniz. 
Türk milleti, bir ve beraber yaşayacak ama sizin gibi alçakların oyunlarıyla da bu vatan bölünmeyecek.