Demokrasi tabana inmektir. Eğer bir parti lideri, milletvekili veya belediye başkanı, tabanına inmiyorsa, o zaman kaybetmeye mahkumdur. Tabana inmeyen kim olursa olsun, hem kendisi kaybeder, hem de partisi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 yıllık aradan sonra önemli bir karara imza attı. 16 yıllık aradan sonra CHP, milletvekili adaylarını belirlemek için ön seçime gitti. Tabiki her doğum sancılı olur derler ya, 16 yıl sonraki ön seçimde birazcık sancılı oldu. Çünkü güncellenmeyen üye listeleri, hazırlık yapmayan ön seçime giden bazı teşkilatlarda vardır elbette. Ama demokrasinin en güzel örneğidir, ön seçim.
Bu ön seçim, Antalya için çok iyi oldu. Düne kadar Antalya'daz 14 kişilik milletvekili aday listesini Deniz Baykal yapıyor, Genel Merkeze sunuyordu. Bu da Antalya'da genç ve bayanların listeye girememesine neden oluyor ve partiyi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde gençler ve bayanlar temsil edemiyordu. 
Çünkü Deniz Baykal, kendisine yakın ve piyonu olabilecek isimleri listeye yazıyor, tabanın sesine kulak vermek yerine kendisine kulak verecek isimler meclise gidebiliyordu. 
Yani Deniz Baykal dönemindeki 14 kişilik liste hazırlanırken, tabanın sesine kulak vermek yerine Baykal'ın sesine kulak verenler yer alabiliyordu. Artık ön seçimde bu böyle olmadı. 
Çünkü bu dönem listeyi Deniz Baykal yapsaydı, 'Halkın Doktoru' olarak lanse edilen Manavgatlı Niyazi Refi Kara, listede yer alamayacaktı. Çünkü Kara, Baykal'ın iki dönem hazırladığı aday listesi öncesi aday adayı olmuş ama aday gösterilmemişti. 
Aynı şekilde o listeye Büyükşehir eski Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ve CHP'nin eski Antalya İl Başkanı Devrim Kök de giremeyecekti. Çünkü Baykal, kendi adamlarını o listeye yazarak, kendisine muhalif olan isimlere listede yer vermeyecekti. 
Ama ön seçimle hem adalet yerini buldu, hem de üyeleri seçimden seçime değil, her zaman hatırlayan, partisine hizmet eden, memleketini düşünen insanlar, o listelere girebildi. 
Artık CHP'nin milletvekili aday listesi hazırlanırken, birilerinin yandaşı değil, vatandaşın adamları o listede yerini aldı. 
Gerçekten de Antalya için güzel ve anlamlı bir seçim oldu. Artık partide 78 yaşına gelenlerin hazırladığı liste değil, üyelerin oylarıyla seçilen isimler Antalya'yı ve CHP'yi mecliste temsil edecek. 
Bundan sonraki dönemlerde de Antalya'dan meclise gidenler, 'Nasıl olsa beni Deniz Baykal yazıyor. Antalya'da vatandaşın ayağına gitsem de olur, gitmesem de. Partime çıksam da olur, çıkmasam da. Partililerim cenazesine gitsem de olur, gitmesem de' diyemeyecekler. 
Çünkü artık CHP'de bir ön seçimin yapılacağını herkes bilecek, partilileri ve vatandaşlara da öyle davranacak. 
Yani artık CHP'de üye olmak bir ayrıcalıktır. Çünkü milletvekili adayını da üyeler belirleyecek, belediye başkanını da. 
O nedenle partinin gerçek sahipleri diyerek sözde bırakılan üyeler, Kemal Kılıçdaroğlu'nun cesur ve yürekli kararıyla hatırlanacak, üyelerde partinin gerçek sahipleri olduklarını anladılar ve bundan sonra da anlayacaklar. 
Ben Kemal Kılıçdaroğlu'nun liderliğindeki ön seçim kararının Cumhuriyet Halk Partisi'ne hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. 
İnşallah, bu demokratik seçimin diğer partilere de örnek olmasını temenni ediyorum. 
Artık Alanya'yı ve Antalya'yı yönetecek isimleri, Ankara'da parti liderleri değil, o partiye emek veren üyeler seçmeli. Partilerdeki üyeler, kendilerini yönetecek isimleri seçerse, o zaman da partilerin hem oy oranı artar, hem de seçim döneminde o partinin üyeleri şevk ve heyecanla çalışır. 
Yoksa hem o adayların işi zor, hem da partilerin.