Son zamanlarda hepimizin yakından takip ettiği ve bizleri doğrudan etkileyen birtakım yangın olayları yaşanmaktadır. Yangınlar bizleri doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen afetler olarak karşımıza çıkmaktadır. Yetişkin kimliğimizle bu olaylara çok üzülür, öfkelenir vs. bir takım duygular beslerken, çocuklarımız bu süreçten nasıl etkileniyor acaba hiç düşündünüz mü? Çocukların zihinsel gelişiminde yangının izdüşümü onların gelişiminde birer travmatik anıya dönüşebilir. Günlerdir geleneksel medya olsun, sosyal medya olsun bir takım görüntü ve videolara maruz kalıyoruz. Bu duruma çocuklar, meraklı halleriyle bir takım araştırmalarla bazı şeyleri öğrenmek isteyebilirler. Yangın olayı çocuklarda ölüm korkusuna, tedirginliğe, kaygıya, endişeye ve daha birçok duyguyu yaşamasına sebebiyet verebilir. Ancak afeti çcouklara onların gelişimine uygun bir şekilde anlayacakları bir biçimde anlatarak, güvenli bir ortamda olduklarını hissiyatını verebiliriz. Peki ebeveynler bunun için neler yapabilir?
Medyadan uzak tutmak; Çocuklar dünyanın güvenilir bir yer olduğunu duymaya ihtiyaç duyarlar. Medya kanalıyla bu güvenlik algılarında bozulmalar olabilir. Bu durum çocuğu etkileyebilir ve gelişimini sekteye uğratabilir.
Çocuklara karşı açık olmak; Eğer çocuğunuz durumdan haberdar ise ona durumu kısaca açıklayınız. Sorduğu sorular dışında açıklama yapmayınız. Sadece sorusuna cevap verebilirsiniz.
Kendi duygularınızı paylaşmak; Çocuğunuza duygularınızı ifade etmeniz sizin neler hissettiğinizi bilmesi açısından önemli olacaktır. Neler hissettiğinizi bilen çocuğunuz sizi daha iyi anlayacaktır. Mesela; “Yangından insanların evlerinin ve iş yerlerinin yanmış olmasından dolayı çok üzgünüm ve onlar için endişeliyim.” vb. bir ifade kullanılabilir.
Kendinizle ilgilenmek; Medya üzerinde gördüğümüz birtakım şeylerin bizde ne gibi duygulara yol açtığını fark edin. Kendi duygularınızla başa çıkamazsanız çocuğunuza destek olamazsınız. Bu durum sizi zorluyorsa yakınlarınızdan destek alabilirsiniz. Ya da farklı alternatifler üreterek bu durumu düzenleyebilirsiniz. Siz duygularınızı dengeli bir şekilde düzenlerseniz çocuğunuza da alan açmış olursunuz.
Çocuğunuzun duygularını görmek; Çocuklara “Korkma, endişelenme” demek biraz yersiz olacak ve çocuk bunları yapmayı başaramayacaktır. Bunun yerine “ Yangın afeti ile alakalı kafanın karıştığını, endişelendiğini ve korktuğunu görüyorum. Biz senin yanındayız ve birlikte güvendeyiz.” demek çok daha işlevsel olacaktır. Anne baba olarak bizler sorunlar karşısında neler yapacağımızı biliriz demeniz çocuklara güven verecektir.
Bizleri korumak için çalışan yetkililerden söz etmek; İtfaiye, Afad, sağlık personelleri gibi yetkililerin varlığını anlatın ve hatırlatın. Yangına doğrudan ya da dolaylı olarak müdahale eden çalışanların olduğunu söylemek işlevsel olacaktır.
Asıl sormak istediği soruyu fark edin; Çocuğun sormak istediği soruları hissetmek ve fark etmek önemli. “Yangınların bizim eve yakın olup olmadığını mı merak ediyorsun?”, “Yangın bize ulaşır mı?”, “Güvende miyiz?” sorularını seslendirebilir. Çocuk onaylarsa bu sorulara makul ölçüde cevaplar verebilirsiniz.
Sorulardan kaçmamak; Çocuğun sorduğu tüm sorulara geçiştirmeden, detaylı açıklama yapmadan yanıtlayabilirsiniz. Çocukların en önem verdiği şey güvende olup olmadıkları olacaktır. Çocuğunuzun öğrendiklerini nereden öğrendiğini bilmeniz önemli bir başka husustur. Öğrendiği yeri böylece planlayabilirsiniz.
Fiziksel olarak rahatlatmak; Gergin çocuklar daha çok fiziksel yakınlığa ve harekete ihtiyaç duyarlar. Onlara sarılmak aranızda derin bağlar kurulmasını sağlayacaktır ve kendilerini güvende hissedebilirler. Hareketli oyunlar oynamakta önemsenen başka konulardandır.
Okumuş olduğunuz her öncül kendi içinde ve bütünde önem arz etmektedir. Bunları uygulamak ve çocuğunuzun sinyallerini yakalama gözlemi sizlere kalıyor. Zorlu süreçte bu tarz yaklaşımlar işlevsel olacaktır diye düşünüyorum. Sonraki yazım da görüşmek umuduyla. Sevgiler.