16 Nisan'da referandumu yaptık, kazanan kazandı, kaybeden kaybetti. Seçim bitiyor, sandığı kapatıyorsun ama tartışmayı bitiremiyorsun. Millet iradesine saygı duymuyorsan, ister sandıktan Evet çıksın, isterse Hayır. Sandıktan ne çıkmış benim için bir önemi yok ama önemli olan milletin verdiği karara da saygıyla bakıp, öyle hareket etmelisiniz. Sandıkta oy pusulaları mühürsüz çıktı diye iddiada bulunabilirsin ama milleti sokağa davet edip, eylem yaptırmaya hakkın yok. Milleti neden sokağa döküyorsun. Milleti neden birbirine düşürmeye çalışıyorsun. İnsanları ötekileştirmenin, sen sağcısın, sen solcusun, sen AKP'lisin, sen CHP'lisin diye ayırt etmenin ne anlamı var. Ne zaman Türkiye'de bir seçim olsa veya referandum yapılsa ve sandıkta kaybetseniz hemen YSK'nın yolunu tutuyorsunuz. Bu kararlarınız ile milletin sizden soğumasına ve partinizden uzaklaşmasına neden oluyorsunuz. Millet partimize gelmesin ve bize oy vermesin diye kendi kendinize tuzak kuruyorsunuz. Kurduğunuz her tuzakta kendiniz kaybediyor ve karşınızdaki partinin kazanmasına da yardımcı oluyorsunuz. Bugün de referandum bitiyor, itiraz üzerine itiraz ediyorsunuz. Parti olarak itiraz edin, ona saygım var ama seçmenleri sokağa indirmenin, tehlikeli işlere kalkışmanın size ne yararı var. Bu ülkede iç savaş çıkarmaya çalışmayın, başarılı olamazsınız. İnsanları birbirine düşürmekse amacınız bu amacınıza da ulaşamazsınız. Bu zihniyetinizi bir kenara bırakın, toplumda sevilen insanlar olun. Milleti partinizden uzaklaştırmak yerine sevmesine dönük tavırlar ortaya koyun. 16 Nisan'da sandıktan çıkan sonuç sizin lehinize olan bir sonuçtur. Çünkü Türkiye'de parlamenter sistem ile seçim yapılsa sizin bu ülkede iktidar olma şansınız asla ve asla yok. Ama Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile sizin Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanma şansınız var. Çünkü 2019'un Kasım ayında Cumhurbaşkanı ayrı, milletvekilleri ayrı seçilecek. Seçmen sandığın başına gidip, Cumhurbaşkanı'na ayrı, milletvekillerine oy verecek.
İlk turda 4 Cumhurbaşkanı adayı yarışsa bile yüzde 51 oranında oya ulaşılmazsa ikinci turda en çok oyu alan iki Cumhurbaşkanı adayı yarışacak. Bu turda en çok oyu alan isim Cumhurbaşkanı seçilecek. Yani bu 2019'daki seçim AK Parti için en zor seçimdir. Çünkü 16 Nisan'da sandıktan çıkan sonuç AK Parti için olumlu iyi bir sonuç değil. Çünkü tüm imkanlara rağmen Türkiye'de yüzde 51'lik oy oranına kılpayı ulaştı. Milliyetçi Hareket Partisi ve Büyük Birlik Partisi'nin katkısı olmasaydı AK Parti bu oy oranına ulaşamaz, sandıktan Hayır'lı bir sonuç çıkardı. Bugün 16 Nisan'da sandıktan çıkan sonuca bir partinin itiraz etmesine gerek yok. Bugün YSK'ya itirazda bulunan, Gazi Meclis'ten çekilme tehdidinde bulunan parti bu işleri bırakmalı. İtiraz ile zamanlarını kaybetmek yerine sahaya insinler, seçmenlere kendilerini ve 2019 seçimi öncesi projelerini anlatmaya da başlasınlar. 
AK Parti'nin Türkiye'ye dönük yararlı veya zararlı projelerini seçmene anlatıp, 'Biz daha iyi işlere imza atacağız. Sizin verdiğiniz karara saygı duyuyoruz' deyip, 2019 seçimine hazırlansınlar. Eğer bugün itirazıyla YSK'nın çalışmalarını kilitleyen, Gazi Meclis'ten çekilme tehdidinde bulunarak, milleti de sokağa davet ederek ülkede kaos çıkarmaya çalışırlarsa da kaybetmeye mahkumdurlar. Eğer 2019'da seçimi kazanmak istiyorlarsa Türkiye'de muhalefetle iyi geçinsinler. Çünkü CHP, 2019 öncesi ülkede kaos yerine sorunları çözmeye dönük proje geliştirirse, AK Parti'ye yapıcı eleştirilerde bulunur ve bu eleştirinin karşılığında yapacakları projeleri de millete sunarlarsa 2019'da kazanabilirler. Bugün Türkiye'de AK Parti'nin kaybetmesi için karşısında duran bir seçmen kitlesi var. Bu kitleyi CHP'liler yanlarına çeker ve AK Parti'deki küskün seçmenleri de yanlarına alabilirlerse neden 2019'da Cumhurbaşkanı, CHP'nin lideri olmasın. 
Bunu başarabilmek için önce CHP'de zihniyet değişmeli. Bu zihniyet değişirse CHP başarıya ulaşır ama değişmezse CHP, 90 yıl daha bu ülkede seçime girse kazanma şansı yok.