Alanya’da şenlik mevsimi başladı. Her hafta bir yaylada şenlik yapılıyor. Şenliklerin yapılması güzel, insanlar biraz günlük yaşamın stresinden kurtuluyor, eğlenceli vakit geçiriyor. Ama...
Her şey iyi, güzel, hoş ancak madalyonun bir de öteki yüzü var. Bu şenlikler için bütçesi. Bir çoğunun külfetini Alanya Belediyesi ve bir kaç iş adamı yükleniyor. Şenliklerin astarı yüzünü geçiyor resmen. Sanatçı çağırılıyor bir sürü para.. “Biz sanatçı çağıracağız bir destek olun”, “Çekiliş yapacağız, hediye vereceğiz, destek çıkın” derken taleplerin sonu yok.
Gerçekten ihtiyaç mı? Bu kadar çok şenliğe gerek var mı? Bu şenliklerin içerisinde tabii ki Gökbel Yayla Güreşleri’ni ayrı tutuyorum. Çünkü o şenlikten ziyade kültürel ve sosyal bir etkinlik halini aldı, markalaştı. Sadece Alanya’da değil, ülke genelinde bilinen bir şenlik ve her yıl Kırkpınar Güreşleri’ni aratmayan, en az onun kadar ses getiren bir etkinlik oluyor.
Diyeceğim o ki, her yayla kendi şenliğini yapacağına bir bütünlük ve organizasyon içinde doğu ve batı yaylaları olarak iki şenlikle bitse bu iş. Daha mütevazi, küçük bütçeli, yerelliğin daha ön planda olduğu bir etkinlik çok daha fazla yakışır bence Alanya’ya.