Bir takım insanlar genellikle başkalarından bir şeyler bekleme noktasında oldukça bonkördürler. Ancak beklentileri karşılanmazsa olayın rengi de değişebiliyor. Beklenti eşiği yüksek bireyler, beklenti içinde oldukları kişilerden bu eşiği yakalamasını bekliyorlar. Eşiğin altında kalan bireylere ise bir takım duygularını yansıtarak, tepki gösterebiliyorlar. Neden şunu yapmadın? Neden buraya götürmedin? Niye şunu da getirmedin? Neden, neden, neden…
Ayşe, Ali’den bir şey bekliyordu. Ancak Ali Ayşe’ye beklediği şeyi verme noktasında bir şey yapmamıştı. Ve Ayşe tepki gösterdi. Ali’ye bağırdı ve ortamı terk etti. Bunun üzerine Ali ne yapacağını bilemiyordu. Mevcut tutumu yetersiz kalmış ve beklenilen şeyin olması adına Ayşe’den tepki almıştı. Epey kızmış ve öfkeli hissediyordu Ayşe. Bir de şu açıdan düşünelim… Ayşe Ali’den bir şey beklemiyor olsun. Ancak Ali ona olan yaklaşımları neticesinde beklenti eşiğini davranışlarıyla paralel olarak belirliyor diyelim. Ayşe bir şey beklemediği için ve Ali’den bir şey geldiğinden mutlu olabilir mi? Evet dediğinizi duyar gibiyim. Beklentiler ne kadar sıfıra indirgenir ve karşı taraf tutum ve davranışlarıyla bu eşiği kendi belirlerse burada kızma, öfkelenme vb. gibi duygular olmayabilir. Bireyler birbirleri ile daha barışçıl, dönütler tepkiden ziyade cevap olabilir ve empatik gelişim açısından daha ileri seviyeye kendilerini taşıyabilirler diye düşünüyorum.
Beklenti eşiği olmayan bireylerin az stres içinde olabileceklerini düşünüyorum. Sevinç ve mutlulukları beklentiler gölgeleyebilir. Bir aforizma ile durumu özetlemek gerekirse “Sıfır beklenti, sonsuz mutluluk”
Sevgiler.