Tedavide kaybedilen su ve elektrolitlerin yerine konmasının en temel unsur olduğunu belirten Özel Amasya Kolmed Hastanesi’nde görevli Dr. Öğrt. Üyesi Ekici, “Bu amaçla bol su içilmeli, ishal için hazır satılan elektrolitli solüsyonların doktor tavsiyesine göre kullanılması gerekmektedir. İshal süresini kısalttığı bilimsel olarak ispatlanmış probiyotikler ve çinko kullanılmalı, bu amaçla mutlaka doktor tavsiyesine uyulmalıdır. Viral etkenlerde antibiyotik kullanımına gerek yoktur. Ancak bakteriyel etkenlerde doktorun önermiş olduğu antibiyotiği kullanmak gerekir. Lifli ve yağlı besinlerden kaçınmalı, lifsiz ve yağsız besinler kullanılmalıdır. Bu amaçla yoğurt, tuzlu ayran, yağsız pirinç lapası, yağsız makarna, yağsız erişte, ekmek içi, muz, kabuğu soyulmuş elma, yağsız beyaz et, yağsız kırmızı et yenilebilir” diye konuştu.

ü

Korunmada en önemli etkenin başında genel temizlik kurallarının geldiğini vurgulayan Mahmut Ekici, “Besinler temiz su ile bol yıkandıktan sonra yenmeli, ishale yakalanmış birey ile ortak malzeme kullanılmamalı ve bu bireyler ortak yaşam alanlarından hastalık etkeni geçene kadar uzak durmalıdır. Her beslenme öncesi eller temiz su ile yıkanmalıdır. Aşısı bulunan etkenlere karşı çocuklar, doktor önerisi ile ve ailenin izni dahilinde aşılanmalıdır” şeklinde konuştu.

ü

Yaz ishallerinin çocuklarda sık görülebilen, çoğunlukla basit tedavi yöntemleri ile iyileşebildiği gibi bazen hayatı tehdit edebilen önemli bir sağlık sorunu olduğunun altını çizen Ekici, “Genel olarak her zamankinden daha sık veya fazla sayıda ve daha yumuşak dışkılamaya ishal diyoruz. Her bireyin barsak hareketi ve günlük normal dışkılama sayısı farklı olduğu için ishali tanımlamak için kesin günlük dışkılama sayısını belirtmekten ziyade her zamankinden daha yumuşak, sulu gaita yapmak veya her zamankinden daha fazla sayıda gaita çıkışına sahip olmak şeklinde tanımlamak daha doğru olacaktır. İshale yakalanmış bir çocukta ishalin yanı sıra kusma, ateş, karın ağrısı, halsizlik, iştahsızlık gibi diğer durumlar da görülebilir. İshalin en önemli sorunu, gerek gaita ile gerekse de kusma yoluyla meydana gelen sıvı ve elektrolit kayıplarıdır. Bilindiği üzere normal yetişkin bir insanın vücudunun üçte ikisi sudan ibarettir. Çocuklarda ise yaş küçüldükçe su oranı daha da artmaktadır. Örneğin yeni doğmuş bir bebeğin vücudunun yüzde 75’i sudan ibarettir. İshal ve kusma ile vücutta su kaybının meydana gelmesi ve su-elektrolit dengesinin bozulması çocukları derhal etkilemekte ve hemen belirti vermektedir. Susama, halsizlik, ciltte kuruluk ve solukluk, gözyaşı azalması, ağız kuruluğu, küçük bebeklerde bıngıldakta çökme, şuur durumunda ise tedavi edilmediği takdirde komaya kadar gidebilen etkilenmeler söz konusu olabilmektedir” ifadelerini kullandı.(İHA)

Kaynak: İha