Cumhuriyet’in ilanından sonra ülkemizde cephede savaş sona ermiş, ardından sosyal, ekonomik, eğitim, kültür savaşına başlama kararı alınmıştı.

Bu süreç içerisinde ilk olarak Riyaseti-i Cumhur (Cumhurbaşkanlığı) Senfoni Orkestrası kurulmuş, ülkemizde Türk Beşleri adı verilen yurdun yetenekli çocuklarına burs imkanı verilip yurt dışında eğitim almaları sağlanmıştı.

Peki kimdi bu özel çocuklar?

Ahmet Adnan Saygun

Ulvi Cemal Erkin

Cemal Reşit Rey

Hasan Ferit Alnar

Necil Kazım Akses…

Her biri yıllarca monofonik (tek sesli) müzikle yoğurulmuş bir ülkeyi, “MUHASIR MEDENİYETLER SEVİYESİ” ışığında tüm dünyada kabul görmüş bir polifonik (çoksesli) müzik platformuna taşımayı kendilerine görev bildiler.

(NAÇİZANE ÖNERİ: Türk Beşlerimizi Araştırmalı ve Anlamaya Çalışmalıdır…)

Yıllarca dünya müziği ve yurdumuzun sonsuz nağmelerini bir sentez biçiminde tüm Dünya’ya tanıtmak için çalıştılar.

Bestecilerimizin eserleri dünyanın en prestijli orkestraları tarafından seslendirildi ve kayıt edildi.

Şimdi gelelim diğer konuya…

Ülkemizde popüler kültürün hakim olması ile birlikte eskiden “BOŞVER SANAT, SEPET İŞLERİNİ… ÇALGICI, ÇENGİCİ Mİ OLACAKSIN?” diyen yurttaşlarımız, şimdilerde gençlerimiz ve hatta çocuklarımız üzerinden nasıl kolay para kazanırım hevesiyle her birini “SANATÇI?” yapma çabasına büründüler.

Ne yazık ki sanatın ve sanatçının gerçek felsefesini, sosyolojisini, ideolojisini kavramadan “ARMUT PİŞ, AĞZIMA DÜŞ” misali geleceğimizin teminatı olan dostlarımızın hayal kırıklıkları yaşamasına sebep olmaya başladık.

Akdeniz’in incisi dediğimiz, medeniyetlere ve ülkelere başkentlik yapmış dediğimiz ilçemizde ise sadece belediye tiyatrosu ve mehter takımı bulunması ise çok üzücü bir durum.

Hepimiz biliyoruz ki ilçemizde ki tüm basın kuruluşları turizm sezonu sonunda Alanya’mızda ağıladığımız yabancı misafirlerimizin istatistiklerinden bahsediyor ve tüm kamuoyunu aydınlatıyorlar.

Durum böyle iken, hala daha neden bir, çok sesli oda orkestrası kurulmuyor?

Ya da çok sesli oda korosu?

İlçemizde güzel sanatlar lisesinde çağdaş müzik eğitimi gören genç sanatçı adaylarımızın tek başarısı koro festivallerinde ödül alması mı olacak? (Bu arada koronun şefini ve kıymetli öğrencileri tebrik ediyorum. Belki de; “Ne diyor bu adam? Daha önce tarihinde olmayan bir başarı elde ettik.. diyeceksiniz lakin yazımın bitmesine lütfen müsaade ediniz…)

Böylesi güzel, yaşanılası bir ilçede sanatın ve sanatçının hiç mi yeri yok?

Neden ülkemizde açılması en büyük başarı olduğunu bildiğimiz ya da lanse ettiğimiz ilçemiz üniversitesi bu politikayı izlemiyor?

Sanatını icra etmek ve belki de ardında bıraktığı eserleri ile lokman hekimin bilimin ışığında denediği ölümsüzlük iksirini sanatın yaratıcılığı ile aynı kefeye koyamıyoruz.

Umarım ki bu çağrım bir yanıt bulur ve denizin kenarında, kalenin burcunda burada sanat okullarında okuyarak aldığı ilhamla Alanya’mızı bir platformda daha dünyaya tanıtacak Alanya sevdalıları yetiştirebiliriz.

Yazıma son verirken en büyük arzum ve hayalim olan “SELÇUKLU OPERASI”nı Alanya Kalesi’nde ilçemizde sanat eğitimini tamamlayan bir sanatçının kaleminden çıkarması ve bizlerin ruhuna aktarması.

Alanya ile kalın…

Sevgi ile kalın…

Sanat ile yaşayın…