Futbol, milyonların takip ettiği yine milyonların havada uçuştuğu bir camia... Futbolla ilgili il yapan yanından geçen yakınında olan herkes diğer birçok meslekten daha fazla kazandırıyor. Fakat işin içine biraz göz atarsanız yada olanları iyi takip ederseniz hak ederek kazananlar var hak etmeden kazananlar var...

Futbolcu var. Özel yaşamını bile futbolculuk kariyerine göre planlıyor. Düzenli yaşıyor. Düzenli besleniyor vs. Futbolcu var, imzayı atıp milyonları garanti altına aldıktan sonra futbolculuk kariyerine göre değil de özel zevklerine göre yaşamaya başlıyor ve futboldaki yeteneğinin içine ediyor. Büyük umutlarla büyük ücretlere transfer edilen futbolcu, antrenör, teknik direktörün bu duruma ne kadar dikkat ettiğini 'takımın sahada başarı' gösteriyor.

Şunu demek istiyorum ki; bazen takımınız yenilse bile üzülmezsiniz. Takım iyi oynamıştır elinden geleni yapmıştır. Bazen şansızlık, bazen de rakibiniz o gün gerçekten çok iyi oynamıştır. 'Olmadı.' dersiniz. Hatta rakibinizi 'Tebrik' edersiniz. Fakat Bazı teknik adamların maç sonrası açıklamalarına bakıyorum, Hakem öyleydi hakem böyleydi. Bu saate maç mı konur. Biz neden Cumartesi oynadık. Gibi söylemlerle 'ağlıyorlar.' Tabi 'ağlamayana emzik yok.' Bazen bakıyorsunuz 'bireysel hatadan yenildik' diyor. Ben hiç 'yanlış taktik vermişim.' Ben 'yanlış kadroyu sahaya sürdüm' diyen teknik adam görmedim. Ben hiç ben 'berbat oynadım.' 'Yetersizdim' diyen futbolcu görmedim. Hakem kötü, Federasyon yanlış saate koymuş maçı. Yani o maç gündüz değil de akşam oynansa arkadaş yenecekti.

Üç büyük takımlar ne zaman yenilse. Kesin hakemler suçlu. Üç büyüklere göre futbolda üç ihtimalli sonuç yok. Ya kazanırlar ya da kazanırlar. Anadolu takımları yendiyse kesinlikle hakem hatası vardır...! Böyle düşünüyorlar. Üç büyüklerde oynarken veya görev yaparken hakemlerin kendilerini kollamalarını büyük bir zevkle izleyen futbolcu ve teknik adamlar, Anadolu kulüplerine geldiklerinde üç büyüklerle oynarken 'ağlamaklı' oluyorlar. Bazen dertlenip bir şeyler söylemeye çalışsalar da bir gün tekrar o camiada çalışma umuduyla sessizliği tercih ediyor. Yarasına tuz basıp, yutkunup, kuyruğunu kıstırıp dönüp gidiyorlar. Sonra da çıkıp Türk futbolunu eleştirip Avrupa liglerinin kalitesini konuşurlar. Ama akıllarına hiç gelmez; Türk futbolunu kendileri katlediyor!