15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nde birleştik, bütünleştik. Alanya Kaymakamı Mustafa Harputlu'nun liderliğinde Alanyamızdaki törende Şehitlerimiz için dualar ettik, gazilerimizle bir kez daha kucaklaştık, millet olarak birlik ve beraberliğimizi dosta ve düşmana gösterdik. Alanyamızda 7'den 70'e herkes, Atatürk Anıtı'nın önünde buluştu. Böylesi tarihi buluşmaya Alanya'da tüm siyasi partilerin ilçe başkanları katılırken, katılmayan tek ilçe başkanı Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) değerli ilçe başkanı Ali Takavut'tu. Sevgili Ali Takavut'un ne kadar milliyetçi, vatansever ve memleket sevdalısı olduğunu biliyorum. Sevgili Ali Takavut'un, 15 Temmuz için düzenlenen programlara katılmaması beni bir hayli şaşırttı. Kendisini arayıp, 'Neden programlarda yoktun' diye soracaktım ama bir gazeteye de bu konuda bir beyanat vermiş. Kendisi, '15 Temmuz'daki programlara davet edilmedim. Bu yüzden de programa katılmadım ve o programı kimin düzenlediğini bile bilmiyorum' diye açıklama yapmış. Bu sözlere inanmak istiyorum ama inanamıyorum. Çünkü Alanya Kaymakamlığı'nın, 15 Temmuz'da Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nde program düzenleyeceğini bu şehirde sağır sultan bile duydu. Kulağı duymayan insan bile Kaymakam Bey'in düzenleyeceği programı gazete sayfalarından öğrendi. Gözü görmeyen insanlar bile Alanya'daki iki tane televizyon kanalından Kaymakamlığın o güne ilişkin yaptığı açıklamaları dinledi ve o programdan haberi oldu. Tat insan ile gözleri kör olan insanların bile 15 Temmuz'da Alanya Kaymakamlığı tarafından düzenlenen programı günler öncesinden öğrenmesine rağmen Sevgili CHP İlçe Başkanı Ali Takavut'un, 'Programdan haberim de yoktu, davet de edilmedim' yönündeki sözleri bana inandırıcı gelmiyor. Karapınar'dan Alanya merkeze, Okurcalar'dan, Uğrak'a kadar bölgede her insanın 15 Temmuz programından haberi olur da şehirde yaşayan ve her gün siyasetin içinde olan Alu Takavut'un haberi olmaz mı? Neymiş efendim, Ali Takavut'a davet gitmemiş. Sevgili Ali Takavut Bey, 15 Temmuz sizin için önemli olmayabilir ama bu millet için çok önemli ve anlamlı bir gündür. 15 Temmuz'da Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nde insanlar sokaklara iniyor, Şehitlerimizi anıyor, Gazilerimizi de kucaklıyorsa, siz neden her vatandaş gibi bu önemli günde milletle iç içe olmuyorsunuz, aynı ortak kaderi paylaşmıyorsunuz?
15 Temmuz'u insanlar nasıl sahipleniyorsa, o insanlar 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı da aynı duyguyla sahipleniyor, Şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor, Gazilerimizi de kucaklıyor. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı nasıl sevinç ve çoşku içinde kutluyorsak, 23 Nisan Ulusal Eğemenlik ve Çocuk Bayramı'nı da aynı duyguyla kutluyoruz. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı da bizim için çok önemli ve anlamlı bir gündür. 
15 Temmuz'da sokağa inen insanlar, o gün ne hissettiyse, 30 Ağustos'ta da aynı şeyleri hissediyor, 15 Temmuz'da bu vatan için şehit düşen askerimiz, polisimiz ve sivil vatandaşımız için nasıl gözyaşı döküyorsa, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda da şehitlerimiz için aynı şekilde gözyaşı döküyor. Keşke siz de 30 Ağustos Zafer Bayramı törenine nasıl katılıyorsanız, keşke 15 Temmuz'daki programa da katılsaydınız ve bugün başka konuları kaleme alsaydım. 
Diyelim ki, 15 Temmuz programına davet edilmediniz. Davet edilmediğiniz halde keşke 15 Temmuz programlarına katılsaydınız ve millet ile aynı duyguları yaşasaydınız. 15 Temmuz programlarına davet edilmediniz ama o gün polisimizin, askerlerimizin ve bir çok sivil vatandaşımızın hayatını kaybettiğini biliyorsunuz ve keşke katılıp onların ruhlarına hiç ama hiç olmazsa bir Fatiha okusaydınız. O gün şehit olan vatansever ve milliyetçi insanlarımıza da mı bir dua okumayı çok gördünüz?
Sevgili Ali Takavut. Siz bu şehirde her törene davetle mi katılıyorsunuz? Siz bu şehirde cenazelere ve taziyelere de mi davet ediliyorsunuz ve öyle mi katılıyorsunuz. 15 Temmuz'da vatan uğruna şehit düşen insanlarımız için Kaymakam Bey'in düzenlediği programa davet edilmeden katılamaz mıydınız? İllaki o törene katılmak için size davetiye mi gönderilmesini bekliyordunuz.  
Sevgili Ali Takavut'a bazı sorular yöneltmek istiyorum. Gezi Parkı'ndaki eylemlere davet usülüyle mi katıldınız? Yaşamını yitiren HDP'lilerin Alanya'daki cenaze töreninden davet aldınız da, Milletvekiliniz Niyazi Refi Kara'yı o cenaze törenine onun için mi gönderdiniz? Milletvekiliniz Deniz Baykal, bir süre önce tutuklanan Ahmet Türk'ün ailesinden davet alarak mı Mardin'deki evini ziyaret etti? Bazı milletvekilleriniz, Edirne Cezaevi'nde hapis yatan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'tan davet mi aldı da onu cezaevinde ziyaret etti? Partinizin milletvekilleri acaba davet edildiler de, kendi ülkesindeki insanların ölümüne neden olan, o insanları zehirleyen, bebekleri acımasızca öldüren, ailelerin bir bir yok olmasına neden olan Suriye'nin Devlet Başkanı Esad Beşar'ı ziyarete gittiler, onunla görüştüler. 
Sevgili Ali Takavut Bey. Bizim için 15 Temmuz'da hain darbe girişiminde bu vatan uğruna canlarını feda eden ve Şehit düşen askerimiz, polisimiz ve sivil vatandaşlarımız çok değerli ve kıymetlidir. 15 Temmuz'da bu memleket için canlarını feda eden her bir insanımız için bizlerde canımızı veririz, onlar için ne yapsak, aileleri için ne kadar çırpınsak azdır. Çünkü onlar bizim canımızdır, kanımızdır. Keşke siz de o günkü törenlere katılsaydınız da Atatürk Anıtı'nda 15 Temmuz 2016'da yaşananları bir kez daha gözünüzde canlandırsanız, gözyaşınızı döküp, Şehitlerimiz için dua etseydiniz. Biz de bugün bu köşemde size bir teşekkür etseydim. Bu nederdir ki, partisinin ambleminde altı oktan birisi Halkçılık, birisi de Milliyetçilik olan CHP'nin ne kadar milletin değerlerinden uzaklaştığını, Atatürk'ün çizgisinden ayrılıp, başka yönlere yöneldiğini bir kez daha 15 Temmuz'da hepbirlikte gördük ve şahit olduk. Keşke Atatürk'ün kurduğu CHP aynı hedefinde yürüyor olsaydı belki de CHP bugün milletin gözünde büyüyen, Türkiye'de tek başına iktidar olan bir parti olurdu. 
Acaba CHP'yi Atatürk'ün koyduğu hedeften başka yönlere yönlendiren sebep nedir? Bu konunun da cevabını merak ediyorum.