Türk siyasetini iki isim yönetiyor. Bunlardan birisi Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, biri de MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli. Erdoğan ve Bahçeli'nin Yenikapı ruhu ile başlayan, Cumhur İttifakı ile devam eden ülke için işbirlikleri her iki partiyi de 14 ve 28 Mayıs seçiminde başarıya taşıdı. İki lider, 2024'ün Mart ayındaki yerel seçim içinde aynı ruh ve heyecan ile yollarına devam ediyorlar. Çünkü birbirlerine saygı duyan, sevgi ile bakan, ve inanan iki lider geleceğe de güven ile bakıyor. Erdoğan ile Bahçeli arasındaki menfaatsiz, çıkarsız ittifak, 6 partinin oluşturduğu Millet İttifakı'nda yok. Çünkü Millet İttifakı'nda saygı da kalmamış, sevgi de. Her parti lideri, 14 ve 28 Mayıs seçiminde alınan başarısızlık nedeniyle birbirini suçluyor. Her 6 lider, ayrı baş çekiyor. Dün dediklerini bugün yalanlayan, dün söylediklerini bugün inkar ediyorlar. Dün masadan kalkan, daha sonra yeniden masaya oturan İYİ Parti lideri Meral Akşener, yerelde kendi adayları ile yola devam etme kararı alıyor. Akşener'in yerelde mittifak yapmama konusunda söylemleri kendince doğru olabilir. Bazı şehirlerde ittifak yapıp, bazı şehirlerde ittifak yapmama konusundaki kararını da saygı ile karşılamakta yarar var. Elbette partiler arası ittifak oladabilir, olmayadabilir. Bu konuyu meydanlarda dillendirmek, ittifak konusunda düne kadar işbirliği yaptığı partileri eleştirmesi tabanda kırgınlığa ve küskünlüğe neden olabilir. Millet İttifakı'nın yerel seçimde ittifak yapmaması Cumhur İttifakı'nın işine yarar. Çünkü İstanbul, Ankara, Antalya ve Adana başta olmak üzere bir çok Büyükşehir Belediye Başkanlığında Millet İttifakı'nın ayrı aday çıkarması Cumhur İttifakı'nın başarıya ulaştırır. 2019'daki seçimde Millet İttifakı gücü ile kazanan Antalya'da CHP'nin Büyükşehir'i kaybetmesi, AK Parti'nin göstereceği adayın da 2024 seçiminde başkanlık koltuğuna oturması demektir. Sadece Büyükşehir Belediyeleri için değil, Elmalı, Gazipaşa, Döşemealtı gibi yerlerde de Millet İttifakı'nı oluşturan siyasi partilerin ayrı ayrı aday göstermesi Cumhur İttifakı'nın yüzünü güldürür. Millet İttifakı, tavanda yeniden yerel için ittifak yapmazsa, tabanda partilerin teşkilatlarının ittifak yapma kararı alması da işe yaramaz. Çünkü tavanda sevgi yoksa, güven yoksa tabanda da olmaz. Liderler yerelde ittifak yapıp, işbirliği yapmaz ise tabanda siyasi partilerin teşkilatları ne karar alırlarla alsınlar uyum sağlanmaz. Çünkü 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimi sonrası Millet İttifakı'nın tabanlarında da ittifaka karşı bakış açısı tamamen değişti. Bu nedenle liderler yeniden ittifak ruhunu oluşturmazlar, ayrı ayrı adaylar ile seçime girerlerse 2019'da başarıya ulaştıkları seçimlerin üstünden 5 yıl geçtikten sonra yeniden başarısızlığa mahkum olurlar. Her ne kadar Millet İttifakı'nın liderleri, parti tabanlarına sahip çıkıp, yeniden ittifak ruhunu şimdiden sağlamazlarsa seçime 3-4 ay kala ittifak kararı alsalar bile bu ruh sağlanmaz. Partilerin değil liderlerin öncelikle ittifak yapmaları, ittifak ruhuna uygun davranmaları gerekir. Birbirlerini meydanlarda suçlamaya devam ederlerse parti tavanı kalmayacağı gibi tabanı da kalmaz. Tabanı olmayan partilerin de yerelde de genelde de başarıya ulaşmaları imkansızdır. Onun içindir ki her siyasi parti lideri, öncelikle sorumlu davranıp, yerel seçim öncesi ittifak yaptığı partinin üyesini incitecek söz ve söylemlerden kaçınmalı. Aksi taktirde küçük olsun benim olsun mantığı ile devam ederlerse, ne onlar kazanır, ne de parti tabanları. Liderler, kendi söylediği sözlerin farkına varmazlarsa yerelde de genelde de iktidar hayalleri kurmaktan vazgeçsinler. Tabandakiler, ittifak istiyorlarsa tavandakileri uyarsın. Koltuğu kaybetmekten korkup, Ankara'da Millet'in liderlerini uyarmazlarsa onların da işi çok zor olur. Benden bugünlük bu kadar. Hadi kalın sağlıcakla.