Şura Suresi, 42. ayet: "Yol, ancak insanlara zulmeden ve yeryüzünde haksız yere tecavüz ve haksızlıkta bulunanların aleyhinedir. İşte bunlara acıklı bir azap vardır."

Allah korkusu olmayan, dinden, imandan bihaber. Sapkın düşünce cahilleri...

İçim titriyor hangi cümle şaha kalkar da kalemin ucuna beni dola da yaz der?

Süslü cümlenin anavatanı kadındır. Öyle değil mi?

Bazı düşünürler tecavüzü fantazi sapıklığı bir hastalık olarak nitelendiriyorlar.
Hastalık denildiğinde en azından bir tedavi süresi olduğunu bilmekteyiz.
Bu bir hastalık olamaz. Üç yaşında, beş yaşında ki çocuklara şehvet gözüyle bakan, kadını bir ihtiyaç nesnesi olarak gören, sadece şehveti uğruna; zevk benim zevkim deyip, hayvanı dahi cinsel obje olarak kullanan, çocuğa, kadına, hayvana tecavüz edip, canını hunharca ızdırap içinde alan yaratık İNSAN hiç olamaz.

Ahirette ki yeri belli. Lâkin artık dünyadaki yeri de belli olmalı.
...

"Sevdim âşık oldum. Ya benimsin ya toprağın" diyen bir varlığın ruh hali Yüce Allah'ın yaratmış olduğu diğer varlıklardan özelliği olan insanda bulunmaz.
Allah'ın verdiği canı ancak Allah alır.

Aklım, hayalim almıyor.
Keşke ölümü çocukların erişemeyeceği, boylarından yüksek bir yere koyabilsek! Keşke kadının bir insandan ibaret olduğunu cahil düşünce yapısına kabul ettirebilsek.

Kadının diğer yarısı çocuktur. Bir kadın ölünce bir çocuk da ölmüş demektir.

Nesillerimizi çoğaltan kadındır.
Kadın ölünce nesil de ölür.

Kadındır deyip de geçilmez.
Kadın; bir evlattır, kız kardeştir, eştir, anadır, candır, canandır. Sinsice emellerin, sapkın hayallerin mezesi değildir.

Kadının yüce dinimiz İslamiyette ki yeri bellidir.
Peki ya Türk'ün töresinde? Orada da yeri bellidir.
Müslüman ve Türk olduğunu iddia eden bir toplumda bu olayların cereyan etmesi utanç verici değil midir?
Elbetteki öyledir ben kendi adıma utanmaktayım.
Peki ya siz?
Ey Millet senin ülkende senin toplumunda kimin içinde ne alçakça düşünceler doğuyor bu yapılan tecavüzler, istismarlar canice çocuklara, kadınlara yapılan bu akıl almaz, vicdana, insanlığa sığmaz olan vahşetler, canilikler senin dinin ve törenle bağdaşması mümkün müdür?
Şehadet ederim ki! Elhamdülillah Müslümanım Türk'üm diyor. Yok öyle yağma ne İslam'da ne Türk'ün töresinde böyle bir edebsizlik, canilik olamaz olmamalı da. Velâkin gün geçmiyor ki böyle bir vahşetle karşılaşmayalım. Her gün yeni bir istismar, yeni bir olay artık son bulsun. Kadınlarımız geleceğimizdir. Çocuklarımızda geleceğimizin teminatıdır.
İnşallah bu canilerin önüne geçilir gerekli kanunlar yürürlüğe girer bu tür hadiseler son bulur.

Kötülüğe kötülük ile mi cevap vereceğiz diyen zihniyet...
Muhsin Yazıcıoğlu'nun da dediği gibi; " Ne kadar suç, o kadar ceza!"
Vatana ihanetin affı olamayacağı gibi tecavüzün de affı olamaz. Bu tarz kısasta hayat vardır, adalet vardır, metanet vardır.

Böylesi olaylarda ateş düştüğü yeri yakmasın. Dünyayı yaksın.

"Dünyada her şey kadının eseridir. Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın."
Mustafa Kemal Atatürk

Şanı büyük liderlerimiz kadına değer verdiklerini sözleriyle de tamamlarlarken , hala korunamıyor olması üzücü...

Velhâsıl kelâm; hapishane köşelerinde Allah'ın verdiği nimetlerle kendi ellerimizle beslediğimiz yaratıklar var oldukça mazlumların gönüllerinde huzur olmayacaktır.

DUYULSUN ARTIK

Kurulsun mahkeme görülsün dava
İple dar ağacı koyulsun artık
Çocuk tacirleri çıkmadan ava
İnfaz gömlekleri giyilsin artık

Hapis sayılı gün gelip geçmesin
Af beklerken firar edip kaçmasın
Kimsenin evine ateş düşmesin
Annenin feryadı duyulsun artık

Eylüller Leylalar tek tek ölüyor
Ağıtları yürekleri deliyor
Ettikleri yanlarına kalıyor
Gözleri mil ile oyulsun artık

Bir ten bir et parçasıdır diyenler
Diri diri kanlı beden yiyenler
Kadının adına bayan koyanlar
Yeter! Kadın insan sayılsın artık

N’olur artık bu bulanık durulsun
Kim ne yapar ise hakkı verilsin
Masaya vurulsun kalem kırılsın
Adalet cihana yayılsın artık

Güzel Ülkem hainlere yurt oldu
Koyun postu bürünenler kurt oldu
Gülizar’ım idam bizde şart oldu
Cana kıyanlara kıyılsın artık

Selâmetle Eyvallâh