Alanya Postası Gazetesi’nin her hafta yayınlanan sevilen konsepti “Haftanın Röportajı” konuklarını ağırlamaya devam ediyor. Bu hafta da Alanyalı yazar Merve Koçak, yazarlığa giden yoldaki serüvenini anlattı. Oldukça keyifli gerçekleşen röportajda Koçak, tüm samimiyetli hayatını okuyucularımızla paylaştı. Koçak’ın yazarlık hikayesi aslında küçük yaşlarda babası tarafından terk edilmekle başlayıp, hayatına aldığı kişi tarafından da aldatılınca yaşadığı öfke, sinir gibi yoğun duyguları kağıda dökmekle başlıyor.

‘EN ÇOK YAZMAYI VE OKUMAYI SEVİYORUM’
Özlem Kaygusuz: Merhabalar Merve hanım, hoş geldiniz. Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Merve Koçak: Ben Merve Koçak, Alanya’da doğdum.21 yaşındayım. Annem, kız kardeşim ve kedimle yaşıyorum. Akdeniz Üniversitesi’nde Medya ve İletişim Bölümü okuyorum. Yazmayı seviyorum. Hobilerim arasında en çok yazmak ve okumak var. Ailemle vakit geçirmeyi seviyorum.ü
‘KENDİ HAYATIMDAN İLHAM ALDIM’
Ö.K: Genç bir yazar olarak seni yazmaya bu kadar teşvik eden şey nedir? Bu serüvenini bize anlatır mısın?
M.K: Aslında benim yazmak istediğim tamamen bu değildi. Yani yazmak istediğim tür bu değildi. Tamamen kişisel gelişim ya da insanların bitirdikleri aşklarla alakalı şeyler çıktı ortaya ama benim aslında tam tersi yazmak istediğim hep insanların çektiği sıkıntılardı. Özellikle bireylerin yaşadığı maddi, manevi sıkıntıları anlatmaktı. Ama kendi hayatımdan ilham alarak bu hikâyeyi ortaya çıkardım. Yani tamamen kendi düşüş hikâyem diyebilirim.ü


ALDATILMANIN ÖFKESİNİ KAĞITLARA KUSTU
Ö.K: Çok özel olmayacaksa eğer bizimle paylaşabilir misin yaşadıklarını?
M.K: Tabii. Uzun süren bir ilişkim var. Hala da devam ediyor. Tabii ki ben bitiremedim. Araya giren farklı insanlar yüzünden neredeyse bitmek üzereydi. Üç gün kahveyle beslendim. Uyumadım, yemedim. Berbattı. Bir depresyon süreciydi. Depresyon sürecimde de yazdım. Annem bana, normalde depresyonun insanları hayattan kopardığını ama benim için iyi olduğunu söyledi. Yani bu depresyon aslında beni iyi bir yere de götürdü.
‘BUNLARI YAPARSAK AŞK BİTER’
Ö.K: Kitabının ismi ‘Aşkı Bitirmenin 30 Yolu’. Peki sen bu yolları uygulayabildin mi?
M.K: Aslında kitapta 30 yolu uygulayarak bitirebilirsin değil de bu 30 şeyi yaparsan biter. Çünkü, içinde psikolojik şiddet var, aldatmak, kötü söz söylemek, statü takıntısı vs. bir sürü şey var. Bunları yaparsak aşk biter. Çünkü, aşk übir duygu. Bitebilen bir duygu.
ŞİİR KİTABI YOLDA
Ö.K: İlerleyen zamanlarda başka kitap çıkarmayı düşünüyor musun? Çıkarırsan ne tür kitaplar olacak?
M.K: Evet, düşünüyorum. Şimdi üzerinde çalıştığım bir şiir kitabı var. Aslında hep istediğim şiir yazmaktı. Sadece aşk üzerine de değil ama ben farklı konularda da yazmak istiyorum. Bütün yaşlara hitap etsin istiyorum.ü


‘ALANYA’DA RAFLARDA GÖRMEK İSTİYORUM’
Ö.K: Kitabı okuyanlardan nasıl dönüşler aldın?

OKURKEN AYRINTILARI HİSSETMEK FARKLI
Ö.K: İnsanların bu dönemde okumaya çok fazla yanaşmadığını görüyoruz. Sen de çok okuyan bir insan olarak, kitap okumaya teşvik etmek amacıyla neler söyleyebilirsin?
M.K: Film izlemek ya da sosyal medyada gezmek insanlar için daha cazip geliyor. Ama mesela en basitinden elbise giymiş bir kadın düşündüğümüzde onu gözümüzle görmek farklı. Okurken eteğindeki danteli, dantelindeki çiçeğin şeklini vs. ince ayrıntısını okumak, onu hissetmek çok daha farklı.ü
HEM SUÇLU HEM GÜÇLÜ
Ö.K: Okuyanlar arasında sana gelen yorumlar arasında en çok dokunan neydi?
M.K: Emre’nin yani sevgilimin yorumu. Beni en çok şaşırtan şey olmuştu. Hani bazen hayatımızdan giden insanların illaki bize bıraktığı bir ufacık da olsa iyi ya da kötü tecrübesi oluyor. Bu kadar üzüntüyle yazmama sebep olan kişi “ Bak ne kadar iyi bir şey yaptım demek ki, sen şu an bu aşamaya geldin”ü
ANNE VE KARDEŞTEN TAM DESTEK
Ö.K: Ailen seni bu konuda destekledi mi?
M.K: Tabi ki. Annem, kız kardeşim çok destek oldular. Babam yok zaten.ü

TERK EDİLEN KIZIN SOBADA YAKTIĞI ACILARI
Ö.K: Bildiğim kadarıyla babanla ilgili de kötü tecrübelerin var. Seni yazmaya teşvik eden şey aslında aldatılma aşamasına gelmeden önce babanla da yaşadığın acılar olabilir mi? Yani yazmanı filizlendiren nokta baban olabilir mi?
M.K: Babam çok küçükken gitti. Bizi terk etti. Yaklaşık 4 senedir onun sesini bile duymadım. Adını hatırladığımda bile sinirlerim bozuluyor. Esas zaten çocukken bana yaşattıkları yüzünden canım ne zaman sıkılsa, üzülsem ya da herhangi bir duyguyu çok yoğun yaşadığımda yazasım gelirdi. Okuma yazmayı annem bana okula gitmeden önce öğretmişti. üKüçükken bir sürü şeyi yazardım. Sonra yazdıklarımı yakardım. Hepsini biriktirsem aslında şu an daha büyük bir roman olabilirdi.ü
‘ANNEME NE ZAMAN SARILDIĞIMI HATIRLAMIYORUM’
Ö.K: Duygularını, düşüncelerini yazarak ifade ettiğine göre, sosyal hayattan biraz daha kopuk bir insan mısın?
M.K: Evet. Eskiden ilkokulda, lisede çok arkadaşım vardı. Ama sonrasında hiç arkadaşım kalmadı. Herkesle arama set çektim. Çok fazla samimi olmaktan hoşlanmıyorum. Çok sıkı fıkılık tez ayrılık getirir. Bunu kesinlikle savunuyorum. Ben annemi bile ne zaman üsarılıp öptüğümü hatırlamıyorum.Çünkü böyle şeylerden çok hoşlanmıyorum.ü
‘HER YERDE KENDİMİZİ SAVUNMAK ZORUNDA KALDIM’
Ö.K: Küçükken babasız olmak zor değil miydi?
M. K: Küçükken kız kardeşimi ben büyüttüm. Çünkü, annem çalışıyordu. Tek başımıza iki kız çocuğu defalarca babamızın olmamasıyla zor durumlar yaşadık. Bizimle hep dalga geçtiler. Her yerde kardeşimi ve kendimi savunmak zorunda kaldım. Hatta bu nedenle dışarıdan biraz daha sert duruyorum.ü
‘EVİN BÜYÜĞÜ ANNEMDEN SONRA BENDİM’
Ö.K: Aslında babanın üstlendiği görevlerin bir kısmını, baban gidince sen üstlenmiş gibi olmuşsun. Çünkü, dediğin gibi annen çalışınca kardeşine göz kulak olmak sana düşmüş. Aileniz adına sen savunmuşsun. Elbette ki bir çocuk için çok da kolay olmayan şeyler.ü
M.K. Evin büyüğü normalde anneden sonra babaydı. üAma benim babam olmadığı için annemden sonra büyük bendim. Annemin yanında ona destek olabildiğim kadar olmaya çalıştım.
İNSANLARIN HAYATINI YANSITACAK
Ö.K: Peki bu kitaptan sonra yayınlayacağın tür nasıl olacak?
M.K: İnsanların hayatını, bir evin içinde olan olayları dışarıdan görerek, daha modern bir şiir kitabı yazmayı düşünüyorum. Şu an yazdığım şiirlerimin hepsi böyle.ü
‘HERKES BENLİĞİNE DÖNSÜN’
Ö.K: Buradan insanlara bir tavsiye vermek isteseydin, ne demek isterdin?
M.K: Bence insanlar kendini sevmeli. Her şeyden önce önemli olan bu. Yani kendimize değer vermeliyiz ki insanlar da bize değer versin. Dinlenmeliyiz. Kendimize zaman ayırmalıyız. İlk önce kendimizi tanımalıyız. Herkes önce kendi benliğine dönsün. Herkes içine baksın.

Muhabir: Hilmi Karagöz