TÜRKİYE'NİN DOĞRULARI
Türkiye'de yıllardan beri süre gelen oyun stilinde ligin alt sıralarındaki takımlar savunma ağırlıklı gömülü defans oynarlar. Defans hattını kendi ceza sahasında kuran bu takımlar ileride süratli bir oyuncu bırakır ve orta alanı kalabalık tutarak kapacağı toplar ile kontra atak denemesi yaparlar. Bunun en güzel örneği Cumartesi günü oynanan maçta Çaykur Rizespor'un ileride sadece Kweuke'yi bırakarak 9 kişiyle savunma yapması gösterilebilir. Bu anlattığım Türkiye'nin futbolda benimsediği en önemli doğru olarak görülebilir.
FUTBOL'UN DOĞRULARI
Peki Türkiye'nin doğruları ile futbolun doğruları arasında ne fark var diye sorabilirsin. Bu tabi ki benim görüşüm olmakla birlikte ben takımların futbol katilliği yapmasına karşıyım. Aytemiz Alanyaspor ile gurur duyduğum tek nokta da bu. Her zaman futbol oynamaya çalışan bir yapısının olması. Ligin başından beridir en çok gol yiyen takım olduğu bir gerçek ama maçlarında heyecan üst düzey ve taraflı tarafsız herkesin izlediği maçlar ortaya koyuyordu. Yorumculara göre Türkiye'nin en iyi futbolunu Beşiktaş oynuyor, ve Beşiktaş'ın stilini benimseyen bir diğer takım ise Aytemiz Alanyaspor. Zira rakiplerine karşı çok gol yediği maçlarda bile oyun anlamında ezildiği söylenemez. Aytemiz Alanyaspor futbolun doğrularını yapıyor. Çünkü küçük bir takım gibi 10 kişiyle savunma yaparsanız oyuncularınız da o hisse kapılır. Seyirciniz ya maça gelmez ya da maç bitene kadar sadece kendi ceza sahasında oluşan tehlikeleri veya orta sahada sıkışmış oyunuz izler. Bu oyun anlayışı belki sizi bir sezon ligde tutar ama ezik bir anlayışla ilerlemeniz büyümeniz söz konusu olamaz. Bunu yıllardır Süper Lig'de olup bir arpa boyu yol kat edemeyen takımlara baktığımızda rahatlıkla anlayabiliriz.
BÜYÜMEK İÇİN BÜYÜK HİSSTEMEK GEREK
Aytemiz Alanyaspor'da sezon başından büyümek için çaba gösterdi. Büyük takım gibi önde basarak çok pozisyona girmeyi hedefleyen futbolu ile zevk veren bir takım olmaya çalıştı. Çok gol yedi ama çok şey kazandı. Ligin ilk yarısında Süper Lig'e alışmaya çalıştı. Yeni gelen tecrübe abidesi futbolcu ile üst düzey ilişkileri ile tanınan Safett Susiç de takımın büyük hedefler kurma felsefesine uyumu ile göze çarptı. Bursaspor'u hatırlayın şampiyon olduğu sezon öncesinde yediği gol sayılarına bakın büyümeye çalışan kapanmayan bir takım olma isteği sayesinde bu noktalara geldi.
BAZEN ŞANS DA GEREK
Başakşehir maçına gelecek olursak, ligin ikinci sırasında yer alan ve kağıt üzerinde kadro değeri olarak Trabzonspor'un dahi üzerinde bulunan Başakşehir takımı Alanyaspor'un futbol oynamayı istemesi ile ilk yarı öne geçmeyi başardı. Aytemiz Alanyaspor savunmasında ardı ardına hatalar sonrası gol geldi. Ama gol Alanyaspor'u çok da etkilemedi. Başakşehir'e karşı başabaş oynayan turuncu yeşilliler şanssız şekilde Pektemek'in golüne engel olamadı. Ancak 2 - 0'da dahi oyun disiplininden kopmayan Alanyaspor kısa sürede Vagner Love ile cevabı verdi. Yani maçı son dakikalarda ceza sahasına şişirme kıvamına getirdi. Susiç, havandan direk ceza sahasına gönderilecek toplar için Plet'i oyuna aldı. İşte bu noktada devre arasında yapılan ve takıma müthiş katkı sağlayan kaliteli simler Fernandes ve Tvazellas, akıllara geldi. Çünkü Plet'in kalitesi Susiç'in oynatmak istediği sistem için yeterli değil. Vagner Love'un sevdiği tarz bir futbol oynanmaya başlamıştı aslında. son 10 dakikada takım 4 - 2 -4 oynamaya başladı. Love yardımcı santrafor, Plet pivot santrafor görevini yapmaya çalıştı. Love'un CSKA'da Jo, Dzagoev ve Krasic ile oynadığı sisteme döndü oyun. Ancak Plet, takıma uyum sağlayamadığından olsa gerek ya da kalite yetersizliğinden olsa gerek Vagner Love gibi bir yardımcı forvetin yanında oynayacak Pivot santrafor olmadığını gösterdi. Zaten bunu fark eden Susiç, Dodo'yu oyuna alarak Sakala'nın çizgiye inmesi yerine Dodo’nun içe kat etmesini hedefledi.
TEBRİKLER
Aytemiz Alanyaspor maçı yorumlayan spikerlere dahi "Son zamanların en heyecanlı maçı oluyor top bir o kalede bir bu kalede" sözünü söyletecek kadar iyi futbol oynadı. Bunlar takım olma yolunda özgüven kazanma yolunda önemli hamleler. Gelecek seneye üstüne koyarak gidecek olan bu takımın hedefinin ligde her yıl diplerde olan bir takım yerine gelecek yıllarda büyümek isteyen bir takım olduğunu gösteriyor.
