Bu işler gerçekten böyledir işte…
Adı ne olursa olsun, her seçim öncesi, “seçilme umudu taşıyan” herkes, artık hangi seçmen kitlesine hitap ediyorsa, sallar da sallar…
Özellikle de sivil toplum kuruluşları, meslek odaları gibi “küçük çaplı” seçimlerde bu vaatler “akıl almaz” boyutlara ulaşır zaman zaman…
Mesleğinde 30’uncu yılına merdiven dayamış bir gazeteci olarak, üyelerine birer tane “deve hediye etmeyi” vaat eden oda başkanı adayı görmüşlüğüm bile var inanın…
“Deve” deyip geçmeyin öyle…
Hem sütü, hem de “dikeni” insan hayatı için son derece faydalı bir mahlukattır deve…
Sütü, inek sütüyle aynı görünüm ve lezzete sahiptir ama içeriği bakımından inek sütüne ben diyeyim “10 basar” siz deyin “20 basar”…
İçinde barındırdığı “Demir ve C Vitamini” bakımından oldukça değerlidir yani…
Sütünün yanı sıra, dikeni de son derece faydalıdır devenin…
“Deveye diken, insana öpen yaranır” lafıyla ne derece bağlantısı var tam kestiremiyorum ama, Deve Dikeni misal karaciğer hastalıklarının tedavi edilmesinde son derece faydalı bir bitkidir…
İşte sütüyle ve dikeniyle, böyle “mübarek” bir hayvanı üyelerine hediye edeceğini vaat eden o başkan adayı seçimi kazanamamıştı ama, seçimden bir süre sonra bu adaya oy vermeyen esnaf son derece “pişman” olmuştu…
Bizim “deveci” başkan adayına oy vermeyip de “pişman” olan esnaf örneğinde olduğu gibi, Alanya Esnaf Odası seçimlerinde halen görev başında olan “Nuri Demir” ve ekibine oy veren Alanya esnafı da son derece “pişman oldu” sanırım…
Çünkü…
Adım gibi hatırlıyorum, Nuri Demir ve ekibi, seçimlerden önce neredeyse “gökteki yıldızları” bile vaat etmişlerdi üyelerine…
Bu vaatlerden birisi ve en önemlisi de “borcu nedeniyle cezaevlerinde bulunan esnafımıza yardım eli uzatacağız” vaadiydi…
Seçimler geldi, geçti…
Nuri Demir ve ekibi, “tekrarlanan” seçimden zaferle çıkıp, görev başına geldi…
Gel zaman git zaman, Başkan Nuri Demir kendisine “Deveye diken, esnafa öpen yaranır” felsefesini şiar edinmiş olacak ki, son zamanlarda “esnafı öpmeye” başladı…
Oturduğum yerden “uydurmuyorum” bunları, yanlış anlamayın…
Şu anda elinizde tuttuğunuz Alanya Postası Gazetesi’nin 2. Sayfasında detaylarını okuyacağınız haberde de yer aldığı gibi, Alanya Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na “aidat borcu” olan üyelere “icra uyarı yazısı” gelmeye başladı…
Bakın…
Alanya Esnaf Odası aidat paralarının peşine düşmesin, ya da “aidat almasın” falan demiyorum, yanlış anlaşılmasın…
Şunu diyorum…
Alanya’da esnafın hali malum…
Sezon beklenenin de altında “çok kötü” başladı ve “kötü devam ediyor”…
2015 yılının başından beri Alanya esnafının hali hiç “iç açıcı” değil…
Dükkan sahibinden tutun, maliyesi, SGK’sına kadar zaten “gelen vuruyor, giden öpüyor”…
Çoğu esnaf, “evimize ekmek götüremeyecek durumdayız” diye feryat ediyor…
Tüm bunların üzerine bir de bağlı bulunduğun ve senin “haklarını korumakla, sıkıntılarına çare olmakla” yükümlü olan esnaf odası, “üç kuruşluk” aidat borcu nedeniyle kapına “icra gönderirse” ya da “göndermekle tehdit” ederse hem “ayıp” olur, hem de “yazık”…
Başında Nuri Demir’in bulunduğu Alanya Esnaf Odası işte bunu yapıyor üyelerine…
Esnafa gönderilen yazıdaki ifadeler de “yuh artık” dedirtecek cinsten…
Esnaf aidat parasını ödemezse bakın neler geliyor başına…
Bankalar nezdindeki menkul kıymet haczi…
İşyerinde hasılat haczi…
İkametgah ve işyeri adresinde menkul kıymet haczi…
Tapu daireleri nezdinde gayrimenkul haczi…
Banka pos cihazları hasılat haczi…
Adına kayıtlı ya da kullanılan araçların haczi…
Hapis cezasıyla tazyik hükümlerinin tatbiki…
Ve artık esnafın durumuna göre ne gerekiyorsa, diğer cebri tahsilat (Zorla tahsilat) hükümleri…
Avukat tarafından imzalanan ve esnafa gönderilen yazıda aynen bu ifadeler yer alıyor…
Bir başka deyişle, “aidat borcunu ödemeyen esnafın anasını belleriz, gerekirse hapse atarız” diyor Nuri Demir…
Ne diyeyim…
İyi ki Alanya’da esnaf değilim…