Brookings Enstitüsü'nde Türkiye ekonomisine dair detaylı bir sunum yapan Şimşek, dezenflasyon sürecinin hız kazandığını, parasal politikaların gecikmeli etkisinin devreye girdiğini ve enflasyonun baz etkisi dışında da düşüş kaydedeceğini belirtti. Fiyat istikrarı olmadan büyümenin sürdürülebilir olmadığını söyleyen Şimşek, cari açıkta görülen düşüşte enerji yatırımları ve aktif sanayi politikalarının önemli bir paya sahip olduğunu da ekledi.

Dolarizasyon ve Kur Korumalı Mevduatlar Üzerine

Şimşek, kur korumalı mevduatlardan Ağustos 2023’ten bu yana 100 milyar doları aşkın bir çıkış olduğunu ve rezervlerin artışında dolarizasyondaki azalmanın etkili olduğunu dile getirdi. Ayrıca Türkiye'nin serbest ticaret anlaşmalarının toplam ihracatın yüzde 60’ına katkı sağladığını hatırlattı.

Yatırımlar ve Üretim Vizyonu

Türkiye’nin genç ve nitelikli iş gücüyle güçlü bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu belirten Şimşek, yılda 1 milyondan fazla mezun ile ekonominin gelişmekte olan ülkelerden daha hızlı büyüdüğünü ifade etti. Katma değer zincirinde daha üst seviyelere çıkılması gerektiğini vurgulayan Şimşek, yapısal reformların öncelikli olduğunu belirtti.

Gümrük Birliği ve Avrupa İlişkileri

Türkiye’nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinin iki taraf için de önemli bir avantaj sağladığını ifade eden Şimşek, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi halinde ticaret hacminin iki katına çıkabileceğini vurguladı ancak mevcut siyasi engellerin bu süreci zorlaştırdığını da sözlerine ekledi.

ABD Ekonomik Politikalarının Yansımaları

Şimşek, ABD’deki olası vergi kesintilerinin daha büyük bütçe açıklarına ve artan borçlanma ihtiyacına yol açacağını, bunun da Türkiye dahil gelişmekte olan ülkeler için olumsuz sonuçlar doğurabileceğini söyledi.

Son olarak, TUSAŞ’a yönelik terör saldırısına dikkat çeken Şimşek, bunun PKK’nın birlik ve barışa karşı bir tehdit oluşturduğunu ifade ederek, saldırının zamanlamasının dikkat çekici olduğunu belirtti.  -Haber Merkezi

Kaynak: Haber Merkezi