Halkın sağlığını hiçe sayan bu durum, "gıda terörü" olarak nitelendirildi. Tüketicilerin güvendiği birçok üründe sahtecilik yapıldığı, hatta bazı ürünlere zararlı maddeler katıldığı ortaya çıktı. Özellikle Antalya'da yaşanan olaylar, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Antalya'da kuzu tandırıyla meşhur bir işletmeden alınan et numunesinde tekila ve rakı, bir kokoreççiden alınan numunede ise viski ve vodka tespit edildi. Bu durum, gıda güvenliği konusundaki endişeleri daha da artırdı.
Sadece alkol değil, domuz ve eşek eti de kullanıldığı belirlendi. Kırmızı et olarak sunulan ürünlere tavuk eti karıştırıldığı, baş eti, tavuk derisi, taşlık, nişasta gibi yabancı maddelerin eklendiği tespit edildi. Bal ve süt ürünleri gibi temel besinlerin bile sahte olduğu ortaya çıktı. Kaşar peyniri yerine nişasta ve patates karışımları, sızma zeytinyağı yerine tohum yağları kullanıldığı belirlendi.
Bu durum, gıda sektöründeki denetimlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Bakanlığın yaptığı bu kapsamlı inceleme, tüketicileri bilinçlendirerek, sağlıksız ürünlerin piyasadan çekilmesini sağladı. Ancak, bu tür olayların tekrarlanmaması için daha sıkı denetimler yapılması ve caydırıcı cezalar uygulanması gerekiyor. -Haber Merkezi