Siyaset, hele hele “uzun soluklu” siyaset, tıpkı satranç oynamaya benzer…
Öyle “kurnaz hamleler” yapmalısınız ki, “önünüz kapanmış” gibi görünse de, ileriki hamlelerde önünüzü “rahatlıkla açmayı” başarabilesiniz…
Yazıya böyle “felsefe tadında” başladığıma bakmayın, maksadım “siyaset dersi” vermek falan değil…
Alanya kamuoyu son günlerde AKP’nin Antalya listesini diline doladı ya, mevzuyu buraya getireceğim…
Bakın şimdi…
Alanya kamuoyunda dilden dile dolaşan rivayetlerin kimisine göre AKP listesinin beşinci sırasında Alanya’yı temsilen Hüseyin Güney varmış, kimisine göre Ömer Kocaman, kimisine göre de Hüsnü Akçalıoğlu…
Ve yine aynı rivayetlere göre, son saniyede listeye “sihirli bir el dokunmuş” ve Alanya adayı diye Avukat Sena Nur Çelik beşinci sırayı kapmış…
Doğrudur, inanırım…
Veya,  bana da “mantıklı geliyor” bu rivayet…
Şöyle ki…
AKP’nin tüzüğünde “üç dönem üst üste milletvekili olan bir daha olamaz” demiyor…
Sadece “bir dönem ara vermek zorunda” diyor…
Yani…
Yanisi şu…
Üç dönem üst üste Alanya’yı temsi eden ve Dışişleri Bakanlığı gibi oldukça önemli mevkilerde görev yapan Mevlüt Çavuşoğlu, bir dönem ara verdikten sonra tekrar milletvekili seçilebilir…
“Eee, ne var bunda birader” demeyin, anlatıyorum işte…
Diyelim ki, Avukat Sena Nur Çelik’in yerine Hüseyin Güney, Ömer Kocaman, Hüsnü Akçalıoğlu ya da ne bileyim, Mustafa Başak aday olsaydı…
Ve Alanya’yı temsilen bu isimlerden birisi Meclis’e girip, “gece-gündüz” çalışarak Alanya’yı “ihya etseydi”…
Alanya halkının her zaman “ulaşabildiği”, vatandaşın her sorunuyla “yakından ilgilenen” bir performans ortaya koysaydı…
Yaptığı hizmetlerle “palazlanıp” Alanya bölgesinde “efsane” bir isim haline gelseydi…
Dört yıl sonra “Alanya’yı temsilen” yeniden milletvekili olma hesabı yapan Mevlüt Çavuşoğlu’nun ismini “sollayıp geçerek, gönüllere taht kurmuş” olsaydı…
Dört yıl sonra ne olurdu?..
Ben söyleyeyim…
Mevlüt Çavuşoğlu unutulur, Alanya o “efsane ismin” etrafında kilitlenirdi…
Mevlüt Çavuşoğlu ismi, o yeni “efsane ismin” gölgesinde kalır, belki de kaybolur giderdi…
Bu nedenle, Mevlüt Çavuşoğlu’nun Avukat Sena Nur Çelik’i “Alanya adayı” diye şiddetle savunmasını çok iyi anlayabiliyorum…
Ve bütün bunları üst üste koyunca da, “AKP Antalya listesine son saniyede sihirli bir el değdi” şeklindeki rivayetleri de “çok mantıklı” buluyorum…
Ve öyle inanıyorum ki, Mevlüt Çavuşoğlu, dört yıl sonraki siyasi planlarını “riske atmamak” adına Alanya’da “palazlanma” ihtimali oldukça yüksek olan Hüseyin Güney, Ömer Kocaman, Hüsnü Akçalıoğlu gibi isimlerin önüne geçmiş olabilir…
Gerçek olma ihtimali “oldukça yüksek” bir kanı bu ve tamamen bana ait…
Uzun soluklu” siyasetin içinde var olan şeyler bunlar…
Bakın, yanlış anlaşılmasın sakın…
“Avukat Sena Nur Çelik kötü” falan demiyorum…
Avukat hanım da çok çalışabilir, çok başarılı olabilir…
Ama, eğer siyasete devam etmek isterse, dört yıl sonra Alanyalı olmaktan “istifa” edip, İstanbul, Ankara gibi kentlerden çok rahat bir şekilde “elini kolunu sallaya sallaya” kendine yer bulabilir…
Hiç kimse de “niye böyle oldu” demez…
Ve Alanya’yı temsilen Mevlüt Çavuşoğlu tekrar sahneye çıkabilir ki, göreceksiniz tam da böyle olacak…
Uzun lafın kısası, Avukat Sena Nur Çelik’in Alanya adına listeye girmesinin arkasındaki ismin Mevlüt Çavuşoğlu olduğuna inanıyorum…
Kendisini unutturacak, gölgede bırakacak yeni bir ismin Alanya’da “palazlana riskini” göze alamamış olması son derece mantıklı geliyor bana…
Ne yalan söyleyeyim…
Ben olsam, ben de öyle yapardım…