Gazetecilik önemli bir meslektir. Toplumun duygu ve düşüncelerini kamuoyuna aktarmak, yerel ve genelde milleti yönetenlere iletmek ve sorunları çözdürmek gazetecinin en büyük vazifesidir. Gazeteciysen hiç kimseyi tatmin edemezsin. Bir gün bir konuyu yazarsın, bir tarafı üzersin, diğer gün başka bir konuyu kaleme alırsın, başkası küser. Yaptıkları başarılı hizmetlerden dolayı bir insanı översiniz, göklere çıkarırsınız, senden iyisi olmaz ama bir gün yanlış yaptığı bir konuda eleştirirseniz de senden kötüsü olmaz. Gazeteci taraf tutmaz. Gazetecinin tek dostu sokaktır. Sokağın nabzını tutuyorsan, köşene taşıyorsan ve çözülmesini sağlıyorsan, tek dostun millettir. Siyasetçilerin yandaşı vardır, gazetecinin de vatandaşı. Bu meslekte suya dokunmuyorsan, sabuna elini sürmüyorsan, toplumun sorununu köşene taşımıyorsan, bu şehirde gazetecilik yapmışsın, yapmamışsın hiç önemi yok. Çünkü bir derde çare üretmiyorsan, sokağın bir problemini çözdüremiyorsan, gazetecilik mesleğinin tadı da olmaz, tuzu da. Bir siyasetti başarılı işlere imza atıyorsa, onu övüyorsan, hakkında methiyeler diziyorsan, senden iyisi yok. Ama aynı siyasetçi yanlış bir karara imza atıyorsa, milleti takmıyorsa, o siyasetçiyi de eleştirirsen senden kötüsü olmaz. Yani üç günlük dünyada gazeteci kimseye yaranamaz. Ben bu mesleği birilerine yaranayım diye de yapmıyorum. Benim derdim milletin derdini çözdürmek, sokağın gülmesini sağlamak, esnafın ekonomik yönden gelişmesini sağlamaktır. Bir insanı övüyorsun bir teşekkür bile etmiyorsa, bir insanı eleştiriyorsan küsüp gidiyorsa, bu meslekte doğru yoldasın demektir. Bugüne kadar yazdığım köşe yazılarında da taraf ve siyasi parti gözetmedim. Kimseyle de ilişkilerim bozuk diyerek birilerine dönük karalama kampanyası başlatmadım, başlatmam da. Hayatım boyunca kim iyi yapıyorsa, ona teşekkür ettim, kim kötü yapıyorsa da uyarıda bulundum.
Gazetecilik mesleğimde insanlara insan odaklı baktım ve öyle davrandım. Bugün devletimizi yönetenler ile de, yerelde başkanlık yapanlarla da sorunum olmaz. Kim başarılı işlere imza atıyorsa, onu takdir ve tebrik eder, kim hata yapıyorsa uyarırım. Birileri yanlış yaptığı yazam eleştirilerim karşısında küsüyorsa, iyi yoldayım demektir.
Siyasetçiler yazdığım köşe yazısından dolayı kırılabilir, küsebilir ama benim kimseye küsme lüksüm de yok, kırılma lüksüm de. Bu vesileyle Alanyamıza hizmet eden Ankara'da bizi yönetenlerde, Alanya ve Antalya yerelindeki yöneticilerde yazılarımdan dolayı kırılmış ve küsmüş de olabilirler. Ama bir atasözü vardır. Fare dağa küsmüş ama dağın haberi olmamış. Küsenlerden ve kırgınlıkları olanlardan haberim yok. Haberi olan varsa bana da bildirsin.