Sıkıntılı bir şekilde başlayan turizmde hareketlenme Avrupadan oluşan rezervasyon akışındaki artış yüzümüzü güldürmese de gülümsetiyor. Özellikle Rusya-Ukrayna krizinin yarattığı açığın ne kadarının kapatılabileceği ile ilgili belirsizlik sürerken sektör tedirginliği üzerinden atamadı.
Özellikle operasyonlarının büyük bölümü Rusya ve Ukraynadan gerçekleştiren tur operatörlerinin bu sıkıntıyı atlatabilmeleri için desteğe ihtiyaçları var. Uygulanan ekonomik yaptırımlar sonucu oluşan ekonomik sıkıntılara rağmen Rusyadan ülkemize bir talep söz konusu.. Bugünlerde bunun nasıl getirileceği ana sorun olarak karşımızda duruyor..
Maliyetler artıyor.
Artık kabul edilebilir diye andığımız 3-4 saatlik uçuşların tur paketlerine yansıması daha fazla..
Özellikle yatak sayısı sınırlı konaklama sektörü artan maliyetleri artık kur artışıyla karşılayamaz durumda..
Ancak nihai tüketici seyahatlerine ayırdığı bütçeyi henüz arttırmış değil ve son dakika rezervasyonlarına ilgisi artıyor.
Yıllardır tartıştığımız Herşey Dahil konseptinin şehir içinde uygulamasının tekrar gözden geçirilmesinin tam zamanı…
Belki yumuşak bir geçiş ile bu mümkün..
Tam pansiyon ve yarım pansiyon günlerine geri dönüşün zemini hazır gibi..
Hatta biraz zorlama ile herşey dahil sisteminde olan yatak kapasitesi düşük şehir içindeki konaklama tesislerin oda-kahvaltıya geçebileceği bir süreçten geçiyoruz..
Bu değişim ile bir-iki sene sıkıntılı geçse de sonrası için şehir içi konaklama tesislerinin elini güçlendirebilir.
Ancak Pandemi ve Rusya-Ukrayna krizi buna zemin hazırlamış görünüyor ve maliyetlerin kıskacında kendine çözüm arayan konaklama sektörünün çıkış yollarından biri olarak görünüyor.
Sürdürülebilir stratejilere ihtiyacı olan sektör paydaşlarının birlikte hareket etmesi şehir içindeki otellerin bu süreci daha kolay atlatmasına katkı sunabilir.
Bunu bir düşünmek gerekiyor..
Zaman ve ortam müsait..