Sevgili okurlar, nasip ve kısmet olgusu hayatımızın bir gerçeği. Çoğu durumda, işlerin yolunda gitmesi, ya da bir işin başarılması için nasip ve kısmetin açık olması gerektiğine inanılır. Her sabah kimimiz okula, kimimiz işe gidiyoruz. Kimimiz evde kalıyor, kimimiz de iş aramaya çıkıyoruz… Herkes nasibinin peşinden koşuyor. Bazıları bu yolda hızlı adımlarla ilerlerken, bazıları iki ileri bir geri gidiyor, bazı kısmetsizlerinde çaresiz hep geri istikamete gittiği oluyor…
İlkokulda öğretmenimiz sorduğu soruyu bilemeyene, ‘armut piş ağzıma düş, yok öyle yağma’ derdi. “Çalışmadan, gayret etmeden sorunlar çözülmez” demenin bir başka yolu olduğunu sonradan kavradık. Sıradan hayatlar yaşayan insanların, çalışmaktan ve nasibini kovalamaktan başka çaresi yoktur. Evet, bazı insanların nasibi için çabalamasına gerek yoktur, onlar için armut da pişer ağza da düşer, ancak bu durum için atalarımız ‘zenginin parası züğürdün çenesini yorarmış’ diyerek konuyu kestirip atmıştır. Sürekli bazı insanların çok şanslı dünyaya geldiğini düşünmek, ekonomik kıyas yapmak, insanı sadece yıpratır, çenemizin ve ruhumuzun yorulduğuyla kalırız. Bu durum, bana neden Milli Piyango yılbaşı ikramiyesi vurmuyor diye, bir ömür üzülmek gibi bir şeydir.
Bu noktada sizlere Tıkandı Baba hikayesini anlatmak istiyorum;
Sultan Mahmut’a kısmeti bağlı bir kahveciden söz ederler. Adı; Tıkandı Baba. Bu garip neye el attıysa bir sebeple olmaz, yokluğu yaşarmış. Tıkandı Baba, eskilerden bir gece gördüğü bir rüyayı anlatır dururmuş. Rüyasında herkesin bir çeşmesi varmış ve hepsi bolca akıyormuş. Kendi çeşmesini bulmuş, çevredekilere göre daha az aktığını fark etmiş. O da, benim çeşmem de onların ki kadar aksın diye, eline bir çomak almış ve başlamış çeşmesini karıştırmaya. Derken çomak kırılmış ve daha ince akan su artık damlaya damlaya akmaya başlamış. Sonra onlarınki kadar akmasa da eskisi kadar aksın diyerek kurcalamaya devam etmiş ve çeşme iyice tıkanmış ve artık hiç su akmamaya başlamış. O sırada Cebrail (As) görünmüş ve “boşuna uğraşma, tıkandı baba, tıkandı” demiş. O rüyadan sonra ne işe elini atsa kısmeti bağlanmış. Bir kahvecinin yanında karın tokluğuna geçinmeye çalışır olmuş.
Durumu öğrenen Sultan, bu olaya kendince bir çözüm bulmak istemiş. Bir tepsi baklava yaptırmış, her bir dilimin altına altın lira koydurmuş, göndermiş. Tıkandı Baba baklavayı sevinçle evine götürürken, bir komşusu “Aç karnına tatlı olur mu, sat bana parasıyla ne istersen al” diye aklını çelmiş. Teklif cazip gelince tepsiyi vermiş, kuruş akçeleri almış. Sultan Mahmut olayı öğrendiğinde “Fesuphanallah” çekmiş. Başka bir emir vermiş: “İşittim ki Tıkandı Baba her gün bir köprüden geçermiş. Yürüdüğü tarafa altınları dizin görsün, alsın” Olacak ya, o günde Tıkandı Baba, “Bahtım dönsün” diye hiç geçmediği taraftan yürümüş. “Bu kadar da olmaz” diye köpürmüş Sultan Mahmut. Bir emir daha; “Kısmetini kendi yaratsın. Yüksek bir tepeye götürün, eline çember verin. Tüm gücüyle atsın, düştüğü yere kadar araziler onun olsun.” Tıkandı Baba’yı elinde çember tepeye çıkarmışlar. Tıkandı Babanın heyecandan elleri titriyormuş, kasnağı başının arkasına kaldırır kaldırmaz, kasnak elinden kaymış ve sırtından geriye yuvarlanıvermiş. Bunu duyan Sultan Mahmut iyice sinirlenmiş. “Bana getirin, nasibini ben vereyim” diye emir vermiş. Bu durum üzerine Tıkandı Baba’yı apar topar, saraya getirmişler. Sultan, hazine dairesini açtırmış, bir koca küreği Tıkandı Baba’ya vermiş: “Doldur küreği, ne alırsan senindir...” Saçları kahırdan aklaşmış Tıkandı Baba, heyecan ve telaş içinde küreği altın, ziynet dolu hazineye daldırmış. Ama o heyecanla küreği ters tutmuş, küreğin sapında tek bir metelik gelmiş. “Gayri pes...” diyen Sultan Mahmut haykırmış: “Vermeyince Mabut(Yaratan), neylesin Sultan Mahmut!”
Çalışmak, çabalamak, gayret göstermek nasip ve kısmet bize uğradığında onu en iyi şekilde değerlendirmemize yardımcı olur. Benim çeşmem de gürül gürül aksın diye çeşmeyi çok kurcalarsak bu işin sonunda çeşmeyi tıkamak da vardır. Tosuncuklara para kaptırmak da vardır… Bizim çeşmemizin nasıl akacağına karar verecek olan Huda’dır, gerisi Ya Nasip Ya Kısmet…
Çalışmak, çabalamak, gayret göstermek nasip ve kısmet bize uğradığında onu en iyi şekilde değerlendirmemize yardımcı olur. Benim çeşmem de gürül gürül aksın diye çeşmeyi çok kurcalarsak bu işin sonunda çeşmeyi tıkamak da vardır. Tosuncuklara para kaptırmak da vardır… Bizim çeşmemizin nasıl akacağına karar verecek olan Huda’dır, gerisi Ya Nasip Ya Kısmet…