Kaosun ucundan kılpayı döndük. Büyük bir tezgahın içinden çıktık.
15 Temmuz 2016.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kara bir leke.
Türk’ü köleleştirme, Türk’ün Cumhuriyet’ini yok etmek girişimi.
Her detayıyla organize bir üst aklın devrede olduğu sinsi eylem.
Bana kimse bunun sadece bir imam efendi tarafından planlandığını inandıramaz.
Milletini, kendi iradesinin temsil yeri olan millet meclisini bombalayanlar, neye talip olmuş olabilir ki?
Yok etmeye tabiki.
Bu gün belki de yüce ruhani liderimiz gelmiş, şehrimizin anahtarını imam efendi teslim almıştı. Parası, pulu, imkanları olan ülkeyi terketmiş, geri kalanlar sindirilecekti.
Seneryo biraz tanıdık gelmiyor mu?
Düşündükçe nereden döndüğümüzü daha iyi gördüm. Bazı insanların alay edip hiçbirşey yokmuş gibi devam etmesini, ve hala bu bir tiyatro demesini, anlamakta zorlanıyorum.
Her gün, yerli yabancı basını takip ediyorum. Noktaları birleştirmeye çalışıyorum.
Bu işin henüz bittiğini sanmıyorum.Her yönden yoğun saldırı var.
Batı’yı ileri medeniyet, ulaşılması gereken nokta olarak belledik. Ama nedense bir türlü ulaşamadık.Çöldeki serap gibi, yağmurdan sonra ortaya çıkan gökkuşağı gibi. Biz yaklaştıkça uzaklaşıyor.
15 Temmuz askeri ve sivil darbe teşebbüsü benim düşünce hayatım da milat etkisi yarattı. Bazı gerçekleri, ap açık önüme koydu.
Gerçek şu ki; uluslararası ilişkilerde kardeşlik ve dostluk yok. Çıkarlar var.
- Amerika. Beni çok şaşırtmadı.
New york, California, Las Vegas.. bir çok yeri, doğusunu ve batısını gördüm. Ayrı bir dünya. İnsanların diğer dünya ile çok fazla alakaları yok. Yani Ortadoğuda olan bitenin, Türkiye’de olan darbe girişiminin çok da umurlarında olduğunu sanmıyorum. Amerika sadece kendi planlarını hazırlayıp uyguluyor. Başarısız olunca yanıldık, Pardon diyebiliyor. Pardon ama bu kadar insan öldü, bir ülke battı, bunun hesabını kim verecek diye sorabilecek bir mekanizma da yok. O yüzden Cumhurbaşkanımız bas bas dünya 5’ten büyüktür diyor.
Bay Biden geldi, yav diyor valla biz Türkiye’de ne olduğunu anlayamadık, bu gerçek miydi değil miydi, ciddi miydi değil miydi, yoksa bir bilgisayar oyunu muydu anlayamadık dedi, Türkçe mealiyle. Televizyonda canlı izledim ve yeahh right man dedim.. ( evet tabi olduu beyfendi.)
Ne diyorlardı, Amerika, Türkiye’de yürüyen karıncayı dahi görebilir. Değil mi?
Başkan Clinton, gene ilk yurt dışı ziyaretine Türkiye’den başlayacak. Gönlümüzü almaları lazım. Ne olursa olsun, bizim ağzımıza bal çalmaları lazım.. Ama bence neler olup bittiğini en çok Ankara’daki top sakalllı temsilcilerine sormak lazım.
- Avrupa: Beni asıl şaşırtan Avrupa oldu.
Tamamen hayal kırıklığı. O kadar Avrupalı dostumuz var. Burada ağırlayıp, bağrımıza bastığımız değerli dostlarımız, bir çoğu sırt çevirdi. Bizzat yaşadım. Biz genede centilmenliği bırakmadık.
Basit bir tarama ile gözüme takılanlar:.
- Almanya : Taa Haziran ayında vatandaşlarını Alanya’dan tahliye tatbikatı yapmak için Alanya’ya geldiler. Vaybe diyorum, bizde baya saf mışız.
- Gene dost ve müttefikimiz Almanya: Agustos’un ortasında güya belge sızdırıldı, vay ne güzel zamanlama. Türkiye hakkında. Neymiş, biz teröre destek veriyor muşuz, Almanya’nın terörist dediği ülkelere yardım ediyormuşuz. Vesayire..Tabiki bu Almanyada ki vatan haini Türk asıllı milletvekillerinin aleyhte açıklamaları ile devam etti. Alanen algı yaratma ve kamuoyu oluşturma faaliyetleri.
- İsveç’te dış işleri bakanı çıktı; bizleri 15 yaşının altındaki çocuklara yapılan cinsel saldırılarda kayıtsız kalmakla suçladı.Yani şunu demek istiyor, siz Avrupa’ya ait değilsiniz, siz müslümanlar...ne anlarsanız. Aşağılama durumları.. Aslı astarı olmayan tamamen saftirik bir suçlama. Hala düzeltmedi. Yahu senin büyükelçin var, konsolusun var, olmadı Alanya’da fahri konsolusun var. Neden sormuyorsun?
Çamur at izi kalsın. Demek ki Avrupa’da kamuoyu böyle oluşturuluyor.
Yine Sevgili İsveç dışişleri bakanı Wallström Expressen gazetesine verdiği röportajda; “Türkiye’ye ambargo ve yaptırım uygulanması yerine diyalog çerçevesinde hareket edilmesi gerekir” dedi.
Satır arasına bakın; yahu ambargo ve yaptırım nerden çıktı? Suçumuz ne?
Bence tetikçi.
Dikkat!!!
Kesinlikle daha sonra karşımıza çıkacak sorunlar öncesi algı çalışması.