Tabiiki evet… Tabiiki bu zafer çocuklara armağan…

Abone Ol
Merhaba ALANYAM..

Kişisel Facebook hesabımdan “ saat 17.17ve benim tahminim %58 evet “ diye yazdım. Gazete baskıya gireceğinden net sonucları göremeden yazıma başlayacağım ve bitireceğim . Ama EVET çıkacağından hiç şüphe etmedim öylede olacak. Seçim sonucu EVET miş gibi düşünerek yazıyorum. Tahminim tekrar soyluyorum tahminim %58 EVET .
Bir seçim daha geride kaldı . hayallerimizle buluşmak için hep birlikte sandığa gittik. Herkesin hayali farklı iken . Beş bin yıllık kesintisiz tarihi içerisinde milletimiz yaşadığı her çağın en önemli aktörü olmayı başarmıştır. Bunu yaparken; sadece, dikensiz düz yollarda yürümemiştir. Bazen sarp kayalıklara tırmanmış, bazen, bataklıklara saplanmış, bazen, okyanuslar aşmış, ancak hiçbir engel onu kendine ve insanlığa yaptığı büyük hizmetlerden alıkoyamamıştır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın ki; bu gün ve yarınlarda da böyle olacaktır.
Pusuda bekleyen düşmanlarımızın ve düşmanlıkların aksine, her ne kadar referandum sürecinde, siyasal söylemlerle birbirimizi kırıp incitmiş olsak bile; Türk milletinin “alçakgönüllülük ve feraset” gibi, karışımı; “kültürü ve sağlam inançları” olan tedavi edici bir merhemi vardır. Her sıkıntılı ve yaralı, naçar kaldığı anlarda bu ilacı kullanarak yeniden güç kazanır, yeniden birbirini kucaklar, düşmana inat yeniden kol kola girip yoluna devam eder. Muhteşem bir millet kültürü, devasa milli birikimleri, engin hoşgörüsü ile her daim rakiplerinin bile takdirini kazanmış bir milletin evlatları olarak elbette yakın tarihimizde bizi bize düşman eden yanlışlarımızdan ders alacağız!
Bizi bize küstüren “söz ve davranışlarımızı” gözden geçireceğiz! Bizi bize değer verdirmeyen “ahde vefasızlıklardan” uzak kalacağız! Dünyanın ve Ortadoğu’nun kalbinde bulunan çok önemli bir vatan toprağının savunucuları, mazlum milletlerin hamisi, adaletsizliklerin, sömürü ve kaba kuvvetini her şey zanneden barbarlıkların düşmanı olmaya devam edeceğiz. Düşmanlarımızın da gayretleri ile önemli ölçülerde kırılmalar, ayrışmalar, küskünlüklerin yaşandığı günleri artık arkada bırakacağız. Bu günden itibaren; annesince azarlanıp kapı arkasına saklanan çocuğun biraz sonra iki kolunu açıp aynı anneye sarılmak için koşması gibi birbirimize koşacak, sarılması gibi birbirimize sarılacağız. Bunun ve bu coğrafya da yaşamanın başka da bir yolu yoktur!
Ellerini ovuşturup, siyasal tercihlerle söylenmiş sözlerden niyet okumaya yeltenip beklenti devşiren güçler bilmelidirler ki; biz artık yaşadığımız onca tecrübe, yediğimiz bunca dost kazığı, işittiğimiz bunca yalandan sonra biliyoruz ki; Türk’ün, Türk’ten başka dostu yokmuş! Böyle olmasaydı; yarım asrı geçen ABD ilişkileri, asırlardır devam eden Avrupa ilişkileri bir sabun köpüğü gibi elimizden kayıp gider miydi? Böyle olmasaydı; “öpmeye kalktığımız el” yüzümüzde tokat olarak patlar mıydı? Bilge Kağan asırlar önce ne güzel söylemiş: “Ey Türk; üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, senin İl’ini ve Töreni kim bozabilir ki”!
Açın kollarınızı ey millet, SONUÇ EVET veee
Zafer geleceğimizin teminatı çocuklarımızın …
Selam ve dua ile.