SUÇLU ZEVKLER: GUİLTY PLEASURES(gilti pilejırs)

Abone Ol

“Nutella kavanozunun kapağını açıp önce bir kaşık, sonra bir tane daha derken 5 kaşık yiyerek bir oh çektim, çok iyi oldu uzun zamandır bu kadar çikolata yememiştim diye geçirdim içimden. Uzun sürmedi, niye bir kaşıkta bırakamadım diye kendime kızarken bunun kalorisini düşünemediğime pişman oldum.”

- “Hep bende böyle oluyor hocam dedi.” Aşırı tüketimin getirdiği bir çeşit mutsuzluk hali ve yaparken garip bir zevk alıp sonrasında çok pişman olma hali nedirin cevabı olarak bu yazının oluşumu başladı bende…

Suçlu zevkler, çoğumuzun hayatında var olan ancak adlandıramadığımız bir düşünce ve davranış biçimidir. Tam bir Türkçe karşılığı olmadığı için hınzır, utangaç ya da suçlu zevkler (guilty pleassure) olarak da ifade edilebilir. Yapılmamasına inandığımız ancak içten içe zevk aldığımız için karşı koyamayarak yaptığımız; başkalarının bunu öğrenmesi, görmesi durumunda utanç duygusunun oluştuğu, kendimizi suçlu, kötü hissettiğimiz düşünce ve davranışları içerir suçlu zevkler…

Yaşamda üretkenlik ve başarı duygusu ön planda olunca programlı bir şekilde “faydalı, amaçlı, nitelikli” şeyler yaparken, bunalan bir başka tarafımız “çer-çöp”le eğlenmek istiyor. İçimizde bir iç çekişme başlıyor. Çünkü yaptığımız her şey herkes tarafından kabul görülen faydalı şeyler olmalıydı. Belgesel izlemeli, sağlıklı beslenmeli, spor yapmalı, klasik müzik dinlemeli, araştırmacı kitaplar okumalı vesaire yapan biri olmalıyız. Bugün çalışma işlerini bırakıp, karikatür sayfalarında anlamsızca güldüm, eğlendim ve kendimi suçlu hissetmiyorum. Amacı olmayan faaliyetler insana neden suçluluk/utanç hissettirir? Kendini geliştirmek, üretken olmak için bulunduğun noktadan bakış açısını değiştirmek gerekir, amacı olan insanlar için anlamlı bir durumdur bu aslında... Entellektüel bir yaşam için, faydalı, üretken, nitelikli yüksek amaçlara yer açabilmek, içinde boğulmamak için biraz amaçsız zevklere ihtiyacımız olması doğal değil midir? Kendime es zamanlar veriyorum, bazen yoğun bir zihinsel faaliyet ve odaklanma gerektirmeyen şeyleri dinlemekten, izlemekten, yapmaktan keyif alıyorum. Çünkü diğer zamanlarda beynim mıknatıs gibi çalışıyor, anlamlı gördüğü her şeyi bir diğeriyle ilişkilendirmeye, bir bütüne kavuşturmaya yeterince vakit ayırıyor. Arada hadi boş ver zamanlarımız olsun...

Tabi ki bir anlam arayışımız olacak ancak robot değiliz ve anlam arayışı, üretkenlik çabası her zaman zirveye ulaşmıyor. O yüzden arada durmak, başka yerlerde olmak, başka şey yemek, farklı yollardan yürümek isteyebiliriz. Ara vermek gibidir biraz suçlu zevkler. Yaşamımızın birçok evresinde vardır bu suçlu zevkler ve onu saklamaya çalışırız genellikle. Bu da bireye stres oluşturarak istediği şekilde davranmasını engeller. Masumane olan suçlu zevklerimizi el alem ne der düşüncesinden çıkarmak gerekir. Toplumun kalıplarına göre şekil alan bir yaşam birçok açıdan mutsuz edecektir. Kendi benliğimizi ortaya çıkardığımız hınzır zevklerimizin yaşamımızı beslemesine izin verelim. Orhan VELİ dizelerinde olduğu gibi

Sokakta giderken, kendi kendime

Gülümsediğimin farkına vardığım zaman

Beni deli zannedeceklerini düşünüp

Gülümsüyorum….