Güzel bir gün yine diyerek iç geçirdiğim bir anda telefonum çaldı. “Biraz kırılgan, heyecanlı bir ses tonuyla hocam merhaba telefon numaranızı arkadaşımdan aldım ve sizinle mutlaka görüşmek istiyorum” dedi. Tabi buyurun size nasıl yardımcı olayım diyerek konuşmaya başladık. Konuşma arasındaki “Hocam siz kara koyun oldunuz mu?” cümlesi o uzun konuşmanın özeti idi. Bu cümle Sosyal psikolojideki “Black sheep effect” yani “Kara Koyun Etkisi” kavramını hatırlattı.
Buna göre kendi grubu içerisinde aykırı düşebilecek tutum sergileyenler, karşıt gruplara dahil olanlardan bile daha olumsuz değerlendiriliyorlar. Farklı düşüncelerini dile getirdikleri için aforoz ediliyorlar. Grup içerisinde var olabilme ve gruba uyum sağlama arzusu yansız değerlendirmeleri ve açık görüşlülüğü engelliyor. Bu tek taraflılık ve tahammülsüzlük toplumun tüm katmanlarında kurulabilecek her türlü iletişimi engelliyor.
Alman yazar Heinrich Böll; kara koyunu olmayan bir aile tipik bir aile değildir. Her ailede, kara koyun olduğunu söyler. Bu metafor, çoğunluktan farklı olanları nitelemek için kullanılır. Bu farklılıklar hem fiziksel açıdan hem de tercihler veya davranışlardan gelebilir. Öyleyse, ailenin kara koyunu olmak, diğer üyelerinden farklı olmak anlamına gelir.
Karakoyun olmak olumsuz yönleri beraberinde getiriyor gibi görünmektedir. Günah keçisi gibi olmaktır adeta…
Aslında her kara koyunun arkasında beyaz koyun korkusu gizlenir. Nasıl mı? “Üyelerden birinin kontrolünü kaybetme korkusu”, “Olumlu kimliğin zarar görmesinin korkusu”, “Başka sorunların su yüzüne çıkması korkusu”. Her durumda, sorunun kaynağı ne olursa olsun, kara koyun olarak doğmadığınızın farkında olmalısınız. Belirli standartları veya beklentileri karşılamadığınızda sizi böyle şey nitelendiren sosyal ortamdır. Bu nedenle, bu etikete sert ve kararlı bir şekilde tepki vermek bir cesaret eylemidir.
Kara koyun olarak etiketlendiğinizde sessiz kalma, kendinizin aşağılanmasına izin verme, olumsuz yargılara maruz kalmaya izin verme dışında başka bir seçeneğiniz daha var: Tepki vermek... Herkesin ellerini yıkadığı bir rolü kabul etmene gerek yok çünkü incinen tek kişi sensin. Kişisel bir savaşa girişmek zorunda değilsin, sadece gerçekten olmak istediğin kişi ol ve istediğin hayatı yaşama hakkını savun.
Aslında ailenin kara koyunu olarak kabul edilmenin olabilecek en iyi şey olduğu zamanlar da vardır. Bu beyaz koyun "sürüsüne" ait olmanın sizi gerçekten nasıl hissettirdiğini kendinize sorun. Belki duygusal bir mesafe alma zamanı gelmiştir. Bu süreç üç aşamada gerçekleşir: Bireyselliğinizin farkında olma, kendi olmanın rahatlığını hissetme, diğerlerini kabul etme.
İnsanları oldukları kabul edelim ve aramızdaki kara koyunlara iyi ki varsın diyelim hoş geldin diyelim.