Alanya'ya karşı dışarıdan ve içeriden sistematik bir saldırı olduğunu görüyoruz.
İstanbul'da Suriyeli bir grubun, "Allahuekber" nidaları atarak denize girdiği görüntüler sanki Alanya'da çekilmiş gibi servis edildi.
Birçok sosyal medya hesabı ve internet sitesinden paylaşılan görüntülerin yalan, paylaşanların da yalancı olduğu kısa sürede ortaya çıktı.
Yalancılar maalesef doğru bilgiyi düzeltip paylaşmadılar.
Öte yandan bir grup sözde hayvansever haftalardır köpek bakım merkezi üzerinden Alanya Belediyesi'ne saldırıyor.
Aslı astarı olmayan görüntülerle yapılan iftira dolu karalamalar Alanya'nın imajını hedef alınıyor.
Toplumun ortak hassasiyeti olan hayvanlarla ilgili yapılan algı kısa sürede geniş kitlelere yayıldığından sözde hayvanseverler bunu çok iyi kullanıyorlar.
Devlet eliyle bu gibi grupların denetlenebilir birer yapıya dönüştürülmeleri şart.
Kurban Bayramı tatilinde Alanya'yı istila eden düzensiz ve kuralsız tatilcilerin neden olduğu olumsuz görüntülerden yola çıkan fırsatçılar, Alanya'ya marka değeri biçmeye çalıştılar.
Alanya'yı Bodrum, Kuşadası, Fethiye gibi turizm merkezleriyle kıyaslamak doğru ve iyi niyetli bir yaklaşım değil.
Bir kere Alanya yaz kış yaşayan, 300 bin yerleşik nüfusa, yazın bir milyon nüfusa sahip büyükşehir ayarında bir yerleşim yeri.
Turizm ve tarım potansiyeli yüksek, aynı zamanda eğitim şehri.
Kışın sahili, yazın yaylası var.
Her mevsimi farklı yerlerde farklı bir hayata sahip.
Alanya'yı tek başına bir turizm şehri gibi görerek turizm kuralları ile yönetmek imkansız.
Bu kıyaslamayı yapanların Bodrum'a kaç kez gidip tatil yaptıklarını da ayrıca merak ediyorum.
Tabi bu tür olumsuzlukların altında genelde siyaset yatıyor.
Ama yanlış.
Alanya'yı iç siyasete alet etmeyelim.
Siyaseti içerde lig usulü yapalım.
Ama dışarıya karşı milli takım gibi olalım.