Sallantının içinde yaşam ağacına tutunmak

Abone Ol

Süreç ilerliyor ve bu ilerleme nasıl gidecek bilmiyoruz. Önümüzdeki süreçte en yakınımızdakileri, sevdiklerimizi kaybedebilir ya da bizzat kendimiz hastalığa yakalanabiliriz. Artık birçok şey eskisi gibi olmayabilir. En azından bir süre boyunca...
Böyle bir dönemde hepimiz sallantının içinde kalabilir ve tutunmak için yaşam ağacının dallarını bulamayıp yalnızlık hissi yaşaya biliriz. Salgınla ilgili belirsizlik ve yakınlarımızın başına bir şey gelmesi ihtimali nedeniyle yaşadığımız korku, mutsuzluk, ümitsizlik, çaresizlik gibi duygular bizi zorlamaya başlayabilir.
Dünya da milyonlarca insan aynı anda yukarıda sayılanların birkaçını veya hepsini yaşıyor olsa da, bu durum sallantının içinde kamanın bir kader olduğu anlamına gelmez. İçinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte sallantının içinde yolunuzdan saptığınızı hissettiğiniz ya da yolunuzu kaybettiğiniz anlarda yolculuğunuza kaldığınız yerden devam edebilmede yardımcı olabilecek yaşam ağacımızın dalları var bunu hatırlayalım hep beraber. Bu yazımda sizler ile yaşam ağacımızın dallarından birini paylaşacağım.
Hayatta yolunda gitmeyen şeyler ile karşılaştığımızda bedenimiz bu durumlara karşı bir takım tepkiler verir. Bunları duygular, düşünceler, dürtüler, görüntüler ve bedensel belirtiler olarak ifade edebiliriz. Daha önceki tecrübelerimiz; belirsizliğe ve sevdiklerimizi kaybetme ihtimaline dair korku, elimizden bir şeyler gelmemesi ile ilişkili çaresizlik, işlerin yolunda gitmeyeceğine dair ümitsizlik, yaşananlara ve kayıplarımıza dair mutsuzluk ve tüm bunların yoğunluğu altında ezildiğimizde tahammülsüzlük gibi tecrübeler yaşayabileceğimizi söylüyor olabilir.
Sallantının içinde yaşam ağacımızın dallarını bulamadığımızda ilk yapacağımız şey, sallandığımızı fark etmek ve bir yerlere sıkıca tutunmak olacaktır! Kaygı ve telaş içerisindeyken allandığımızı fark etmek sıklıkla zordur. Bunu fark ettiğimizde artık tutunacak dalı bulmak için arayışa geçeriz.
Sallantının içinde sürüklenmek, yukarıda örneklerini verdiğimiz duygu, düşünce, bedensel hisler ve dürtülerimizin içine çekilmemiz, onlardan kurtulmak veya yoğunluğunu azaltmak için yoğun çabalar sarf etmeye başlamamız şeklinde olabileceği gibi, belirli düşüncelere kapılmamız şeklinde de olabilir. Eğer kendimizi yukarıdaki gibi bir anda bulursak ve içinde bulunduğumuz andan koptuğunuzu fark edersek şu uygulama sallantının içinde yaşam ağacının dalından tutunmamıza yardımcı olacaktır.
Sallantının içinde iken yaşam ağacının dalına nasıl tutunabilirim?
İlk olarak derin bir nefes alın ve içinize çektiğiniz bu nefesi dışarı verirken bir miktar yavaşlayın. Şu anda sisli bir yolda ilerliyor gibi olabilirsiniz. Sis her tarafınızı kapladığında yolunuzu bulabilmek için yapabileceğiniz en iyi şey eğer göremiyorsanız duymak, duyamıyorsanız koklamak, koku alamıyorsanız dokunmak olabilir. Şimdi yavaşça nefes alıp verirken içinize çektiğiniz havanın -eğer varsa- kokusunu fark edin. Eğer ağzınız içinde bir tat
varsa bunu fark edin. Şimdi dikkatinizi etrafınızda olan bitene verin. Çevrenizdeki en yoğun sesi, en renkli cismi ve ayaklarınızın altındaki zemini fark edin. Şimdi ayaklarını yere yavaş yavaş okşar gibi sürterek zemini hisset. Zemine dikkat et ne hissediyorsun? Sağlam, sert ve
dayanıklı bir zemin hissediyorsun. Şimdi bu sağlam zeminde ayaktasın ağaç gibi. Sabit dur, hiç kımıldama. Sen bir çınar ağacısın. Bildiğin gördüğün görkemli bir çınar ağacı düşün yoksa
hayal edebilirsin. Bu çınar ağacı, ne kadar yüce… Ne kadar görkemli… Ne kadar muhteşem…
Ne kadar sağlam ve ne kadar dimdik ayakta… Üstelik her türlü sıcağa, soğuğa, karakışa, rüzgara, fırtınaya, sele, yangına dayanmış. Hala sapa sağlam, dimdik ve ayakta ve kökleri
toprağa sımsıkı sarılmış. O koca çınar gibisin sen de. Nasıl köklerin var geçmişteki ataların gibi. Nasıl dalların ve yaprakların var sevdiklerin gibi. Senin dalların yaprakların kimler? (5sn) Yaşamında bir çok zorlukla mücadele ettin. En son kazandığın mücadeleyi, başarıyı hatırla.) (5sn) Tıpkı o çınarın her türlü olumsuz şartlara rağmen ayakta ve dimdik kalması gibi sen de
dimdik ve ayaktasın. Şimdi içinde bulunduğun süreci düşün. Bu süreç, bu günler elbet
geçecek tıpkı öncekiler gibi. Daha önce susuzluğun, karakışın, yangınların, fırtınaların çınarı
şöyle bir sadece sallaması gibi, yapraklarını dökmesi gibi gelip geçtiğini düşün, hayal et. Sen
de kök salmış koca bir çınarsın, bu süreç de gelip geçecek tıpkı öncekiler gibi. Şimdi sen bu süreç geçtiğinde kime sarılmak istersin. Onu düşün onu hayal et. (3-5 sn) Hayalindeki bu varlığa sımsıkı sarıl. Kollarınla kendi bedenini sar, olabildiğince sımsıkı. Kucaklamanın sıcaklığını ve gücünü hisset. Hayalindeki bu varlığa sımsıkı sarıl. Nasıl kokuyor?) 3-5sn) Kokusunu hisset. Burnundan o kokuyu iyice içine çek. O koku bütün ciğerlerini doldursun. O kokunun ciğerlerinin her hücresini doldurduğunu hisset. Bu kokuyu alırken, içine çekerken
nefesine dikkat et nefesinin nasıl olduğuna odaklan. İçinde bulunduğun süreç geçtikten sonra
ona yine sarılacaksın. Ona ne söylemek istersin? Şimdi ona söylemek isteğin her şeyi söyleyebilirsin. (5sn) Şimdi kendini hafiflemiş, rahat hissediyorsun. Kendini huzurlu ve
güvende hissediyorsun. Rahatlık bütün bedenini kaplamış halde. Tekrar ona sımsıkı sarıl
Kollarınla kendi bedenini sar, olabildiğince sımsıkı. Kucaklamanın sıcaklığını ve gücünü hisset
kokla, kokusunu içine çek, söylemek istediklerini tekrar söyle. Şimdi o sarıldığından yavaşça
ayrıl. Sen ne zaman istersen o sevdiğin her zaman orada olacak. Şimdi kendini rahat ve
güvende hissediyorsun.
Bunları yaparken duygularınız ve düşünceleriniz sizi her saniye andan kopmaya teşvik edebilir. Eğer böyle olursa, lütfen bu gayretlerini fark edin ve dikkatinizi yukarıdaki gibi bedeninizin dışında olup bitene doğru genişletin. Bunu birkaç kez tekrarlamanız gerekebilir!
Sallantının içinde olmamız, o anda hiçbir şey yapmadığınız anlamına gelmez. Çoğumuz bu sırda yaşam ağacının içinde tutunacak dalımızı fark etmekte zorlana biliriz. Sallantının içinde yaşama tutunmak için yaşam ağacınızı bulun ve sımsıkı sarılın…