Yaşama tiyatro benzetmesi yapan yazarlar , hayata fani diyen alimler, onu ciddiye almayan akıllılar ,çok şey bekleyen  romantikler ve… Akşam üzeriydi,adeti üzere yürüyüş için evden çıktı.  Yine asansör yerine merdiven kullanacaktı.  Her basamakta  bir olay, her olayda bir hayat ,her hayatta yine bir olay onu kendi düşüncelerinden çok çok uzaklara götürüyordu . Yüksekten aşağı doğru inerken perde arkası , duyulan sesler ,konuşmalar dünya karmaşasının ta kendisiydi . Kapı önündeki ayakkabılar her evden biraz haberdi aslında . Tenha,kalabalık, dağınık, toplu ve daha neler ,neler . Nihayet birinci kattaydı.  Oradan geçmek çok daha zordu . Kırık kalbin cam parçasına basması gibiydi.  Bunu her gün tekrar tekrar yaşamaksa yaraya tuz basar gibiydi. Kimse bilmez,kimse duymaz sanan ev sahibinin gizli takipçisi , onlarla evlat acısını beraber yaşıyordu aslında.  Sadece kapıyı çalıp , konuşmak sanıldığı kadar kolay olmamıştı onun için. Apartmanın farklı sakini yürüyüşünü tamamlarken  tüm evin ışıkları çoktan sönmüştü.  Şafağa kadar acılara mola diyenler,  yeni günde mucize bekleyenler ,yine  yeni günü umutla açacak olanlar derin uykusundayken onların yerine birileri bekçilik yapacaktı geceye…