Prof. Dr. Orhan Kural büyük bir kahramandı. Onun kahramanlığı farklıydı. Kısaca anlatayım. Neden farklı bir kahraman olabileceğine siz karar verin. Orhan Hoca, çok kültürlü, maddi durumu ve nüfuzu güçlü bir ailede dünyaya geldi. Çok iyi bir eğitim aldı. Çok başarılı oldu. Maden Mühendisliği ve Kömür alanında dünya çapında araştırmalar yaptı. Dünyada kabul edilen eserler verdi, kitaplar yazdı. İngilizce olarak yazdığı kömür (Coal) kitabına 22 Devlet Başkanı önsöz yazdı. Kitap tüm dünyada ders kitabı ve kaynak olarak görüldü. Türkiye’nin en iyi mühendislik eğitimi veren üniversitelerinden biri olan İTÜ’de hocalık yaptı, bölüm başkanı oldu. Gezginler Kulübünü kurdu. Dünyanın en çok gezen insanları arasına girdi. 234 ülkeyi gördü. Her gittiği ülkede en alt kesimlerden en üstlere kadar temas kurdu. Çok sayıda gezi kitabı yazdı. Guinness Rekorlar Kitabı’nın Türkiye temsilciliğini yaptı. Tiyatro ve sinema sanatçısı olarak çok sayıda rolde oynadı. Son nefesine kadar ülkenin en bilinen televizyon kanallarında program yaptı. Türkiye Gezginler Derneği'nin ve "Bağımlılığa ve Sigaraya Hayır Derneği" kurucu başkanıdır. Benin Cumhuriyet'inin 12 yıl boyunca fahri konsolosu ve Vanuatu'nun Fahri Konsolos Yardımcısı olarak dış ilişkilerimize hizmet etti. Bir dünya rekoru olan 81 ilimizde 205 ilçemizde ve 64 ülkede 5000'ne yakın "Yaşanabilir Bir Çevre İçin El Ele" başlıklı konferans verdi. Emniyet Genel Müdürlüğü ve diğer kamu kurumları ile bağımlılığa karşı mücadele için birlikte ciddi projeler yürüttü.
Her türlü maddi imkânı ve nüfuzu olan Orhan Hoca, gerçek bir entelektüel olarak milleti için mücadele etti. Son nefesine kadar bütün sosyal sorunlara parmak basmaya ve tek tek düzeltmek için çaba göstermeye çalıştı. Levent Kırca’nın meşhur ‘Olacak O Kadar’ mizah programına bile konu oldu. Evden çıkıp sosyal sorunlara müdahale ettiğinde başına neler geldiği kara mizah olarak önümüze geldi. İngiltere Kraliçesinin karşısına dikilip kürk giymemesi için uyardı. Onu kürk giymekten vazgeçirdi. Cumhurbaşkanımızla görüşüp sigara ve bağımlılığa karşı yasal düzenlemelere hız verilmesi için gayret etti. Yeşilay ve ÇEKUD başta olmak üzere, Bağımlılık ve Çevre Örgütlerinin tamamına öncülük etti, destek oldu. Bu sebeple 5000’den fazla konferans verdi. Konferanslarına giderken cebinden para harcayıp masraf etti, kitaplar, hediyeler götürdü. Hiçbir davet edeni geri çevirmedi. Her kitabı için kesilen ağacı hesaplayıp onlarca katını eli ile dikti. Sigarayı teşvik eden çok meşhur sanatçılarla (!) mücadele etti. Baskı, tehdit ve dayatmalara asla boyun eğmedi. Darp edildi, hakkında iftiralarla davalar açıldı, yılmadı. Dünyalık bir makam veya mevki peşinde olmadı. İlmi seviyesi ve nüfuzu sebebiyle asla gurura kapılmadı. Fil dişi kulelerde milletinden uzak yaşamadı. Daima milleti için yaşadı. Kimseden karşılık beklemedi. Sokak hayvanlarından, aç çocuklara hepsinin dertleriyle dertlendi. Çözüm
aradı. Ülkemizde ve dünya genelinde verdiği konferanslarda, bağımlılık ve çevre sorunlarıyla mücadele için milyonlarca gence yemin ettirdi. Davetimiz üzerine birkaç defa Alanya’ya konferansa geldi. Tüm kentten katılımla oluşan izdiham ve ilgiden memnun kaldı. Alanya Belediye Başkanımız Sayın Adem Murat Yücel’le çok eski döneme ait dostluklarından bahsetmişti.
Vasiyetinde bile idealleri vardı. Varını, yoğunu, organlarını, bedenini, ideallerini milletine bıraktı: "Merhaba. Bunu dinliyorsanız, ben bu hayatta değilim artık. Yaşarken bu videoyu çektim. Bugüne kadar insanları üzdümse özür dilerim. Vatandaşlık görevimi yapmaya çalıştım. Sizlere daha iyi bir dünya bırakmaya çalıştım. Çocuklarınızın daha iyi yaşamasına çalıştım. Adaletli, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için elimden geleni yapmaya çalıştım. Bu arada özellikle beni çok üzen Cengiz Kuzu'yu hiçbir zaman affetmedim. Burada da açıklamak istiyorum. Lütfen gayretli insanları engellemeyin. Onların hevesini kırmayın. Cengiz Kuzu'nun yaptığı gibi. Vasiyetimi hazırladım gayet muntazam bir şekilde. Resmiyete koydum. En önemli isteklerimden biri kamu yararına bu kadar çalışarak oluşturduğum Türkiye Gezginler Derneği'nin yaşaması. Kurduğum Gezi Evi'nin devam etmesi. Bir beton yığını iken onu tarihi ev haline getirdiğim Ahırkapı'daki binamızın fonksiyonuna devam etmesi, konsolosluk olarak hizmet vermesi bakımından. Aynı zamanda tek ağaçla alıp, koru haline getirdiğim Fener Köyü'ndeki çiftliğin de devam etmesi yönünde kızımdan istekte bulundum. Ayrıca yazılı olarak bildirdim. Bu arada vasiyetimde yazdım. 9 yılı bölüm başkanı olarak 44 yıl İTÜ Maden Mühendisliği bölümünde hizmet verdim. Bu öğrencilerimi çok sevdim. Onlarla ortak çalıştım. Onlara bir burs imkanı sağlıyorum. Orhan Kural bursu yapılacaktır. Bu konuda Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı'na belli bir para bıraktım."
"Gelelim son olarak cenazeme. Annem, babam ve kardeşimin yattığı hazır olan Zincirlikuyu'daki mezarıma kaldırılacağım. Cenazenin Zincirlikuyu Camii'nden yapılmasını istiyorum. Çünkü diğer camilerde trafik sıkışıklığı oluyor. Orası daha rahat park bakımından. Benim cenazeme kesinlikle kürk giyenler, bilmiyorum yaz mı olacak, kış mı olacak ama.. Ve faal avcılar gelmesinler istemiyorum kesinlikle. Özellikle hayvan ticareti yapanlar gelmesinler. Bir tane bile cenazemde canlı çiçek istemiyorum. Belediye başkanları dahil yollamasınlar. Onun yerine eğitim kurumlarına bağışta bulunsunlar. ÇEKÜL Vakfı aracılığıyla ağaç diktirirlerse daha da sevinirim. Benim sembolüm hayatım boyunca kitaplarımın dışında tahta kediler oldu. Onları da beraberinizde getirirseniz renklilik katarsınız cenazeme. Eğer size hediye ettimse lütfen beraberinizde getirin."
"Mümkün olacak mı bilmiyorum vasiyetimde de yazdım eğer mümkünse organlarımı hem kadavra olarak hem de kullanılması için hediye ediyorum. Bu yazılı olarak bildirildi. Çünkü yazılı olması gerekiyor. En çok merak ettiğim şey daima arkamdan ne yazılacak. Basın ne yazacak. İnsanlar ne konuşacaklar diye hep merak ettim. Herhalde şu anda o yapılıyordur diye düşünüyorum. Sizlere sağlıklı, nice mutlu coğrafyalarda uyanabileceğiniz, başarı dolu bir dünya diliyorum. Sevgiyle kalın. " Orhan Kural 23 Aralık 2020'de İstanbul'da COVID-19 tedavisi gördüğü bir hastanede 70 yaşında vefat etti. Cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki aile kabristanında defnedildi. Cumhurbaşkanımız dahil tüm devlet yönetimi başsağlığı diledi.
Geriye ondan aldığım onlarca hediye, defalarca konferanslarda bize yaptırdığı yeminler ve bize emanet ettiği idealleri kaldı. Pandemi döneminde birkaç defa görüştük. Hiçbirinde konu kendisi değildi. Hep başkalarının derdine çözüm arıyordu. Birinde, fakültemizde okuyan bir öğrenciyi bana emanet etti. Birinde pandemi sürecinde konferans için fikir alışverişinde bulundu vs.
Ondan öğrendiğimiz biçimde; bağımlılık, çevre sorunları ve israfla mücadele mirası üzerimizdedir. Bu mücadeleye ömrümüzün sonuna kadar devam edeceğiz. Mekânın Cennet olsun, Orhan Hocam. Asrımızın büyük bir kahramanı olarak hatırlanacaksın unutulup gideceklere inat. Aziz milletimizin başı sağ olsun. Sağlıkla kalın. Saygılarımla.