Önseçim öncesine CHP üyelerine bir tavsiyem var…

Abone Ol
Bunu daha önce de yazmıştım sanki, “gel-git aklım” beni yanıltmıyorsa öyle hatırlıyorum ama tekrar anlatmakta sıkıntı yok, tam zamanı çünkü…
Yıllar önce, 90’lı yılların ikinci yarısı…
O dönemde DYP’den kopan milletvekilleri tarafından, Hüsamettin Cindoruk liderliğinde kurulan ve ambleminde şemsiye olduğu için adına “şemsiye partisi” de denilen Demokratik Türkiye Partisi vardı…
İşte bu partinin, Mesut Yılmaz başbakanlığında kurulan ANAP-DSP Hükümeti’ne “hiç seçime girmeden ortak olduğu” dönemdeki bir genel seçim öncesi…
Kulakları çınlasın, gerek ortaokulu, gerek liseyi birlikte okuduğumuz, bir başka deyişle “birlikte büyüyüp, birlikte öttüğümüz” bir arkadaşım var, Mustafa Çelik ismi…
Şemsiye Partisi’nin Konya İl Başkanı Durmuş Alagöz, bizim Mustafa Çelik’i DTP’nin 16 kişilik milletvekili aday listesinin 15. sırasına yazmış…
Bırakın 15’i tek bir vekil çıkarma ihtimali bile, “sıfırın altında yüzde bir milyon”…
Ağızlarıyla kuş tutsalar hiç “mümkünatı yok” yani…
Buna rağmen bizim 15. sıradaki vekil adayı Mustafa, bir gün bana aynen şunları söyledi…
“Ya birader biliyorum mümkün değil ama gece başımı yastığa koyup düşünmeye başladığım zaman, şeytan mıdır artık her kimse geliyor giriyor beynime ve ya olursa diye fısıldayıp kaçıyor”…
Siyaset tam da böyle bir şey işte…
Bugünlerde en küçüğünden, en babasına kadar her partiden aday adayı ya da aday olan herkes aynı “psikoloji” ve aynı “umut” içindedir, adım gibi eminim…
Aday adayı olanlar son güne, son saate, son dakikaya kadar mutlaka ama mutlaka partisine ait listenin “seçilebilecek” yerine önce kendisini koymuştur…
Aday olanlar ise, partisinin gücüne, listedeki sırasına bakmadan “ya olursa” umudunu seçim sandıkları açılıp, sonuçlar şekillenmeye başlayıncaya kadar hep korumuştur…
Hem siyasetin, hem de insanın doğasında vardır bu “umut”…
İşte bunun içindir ki, Antalya’da “hakimli önseçim” yapma kararı alan Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki aday adayları son zamanlarda oldukça hareketliler…
Hem bizim gazete merkezine yakın, hem de yolumun üstünde olduğu için zaman zaman CHP İlçe Binası’na uğrayıp, partinin “emektar ve çalışkan” görevlisi Kemal’in elinden bir-iki bardak çay içiyorum…
Her gittiğimde de falanca bölgeden gelmiş bir aday adayını, salondaki partililere hitap ederken görüyorum…
Alanya’daki ilçe başkanlarının arasındaki tek “kadın” başkan olduğu için, “başkanların kraliçesi” diye hitap ettiğim CHP İlçe Başkanı Şengül Yeşildal, partiye gelen her aday adayı ile mutlaka ve mutlaka yakından ilgileniyor, en iyi şekilde “misafir etmek” için elinden geleni yapıyor, bu alamda hakkını teslim edelim ve başarılarının devamını dileyelim…
Diğer aday adayları gibi, önseçim öncesinde kendini Alanya’daki partililerine anlatmak, tanıtmak adına Alanya’ya gelip, partisinin düzenlediği “iktidara yürüyüş” yemeğine katılan bir aday adayı ile tanışıp, sohbet etme imkanı buldum geçtiğimiz günlerde…
CHP’nin Aday Adayı Listesi’nin 57. sırasında yer alan Sibel Gezen…
Şunu peşin peşin söyleyeyim…
Kendisiyle ne “hısım akraba” oluruz, ne da geçmişte “tanışıklığımız” var…
Siyaset arenasında “bayanların çok daha aktif olması” gerektiğine inanan bir gazeteci olarak sohbet ettim Sibel Gezen hanımefendiyle…
Buradaki “hanımefendi” vurgulamasını “kibarlık olsun” diye yapmadım inanın, bu tanımlamayı her anlamda “sonuna kadar hak ettiği” için yaptım…
Gerçekten ne istediğini bilen, konuşmasıyla, tavırlarıyla, gülen yüzüyle tam bir “hanımefendi”…
Uzun yıllar önce siyasete başladığı partisi CHP’de yaptığı çalışmalarla tam bir “emekçi”…
Gerek siyasal yaşamı, gerekse iş hayatında halkın içinden gelmiş ve başarılı olmuş tam bir “halk insanı”…
Yeri geldiği zaman ayağına şalvarı, başına eşarbı takıp, serada ya da tarlada domates toplamış, “çalışkan ve üretken” bir insan…
Bu nedenle de “emeğe, üretime” saygısı büyük…
Alanya’da dahil, Antalya bölgesinin sorunlarını biliyor…
Sadece sorunları bilmekle kalmıyor, çözüm yollarını da ifade edebiliyor ki, bu çok önemli…
Açık ve net bir dille, “milletin vekili milletin içinde olup, onların derdiyle dertlenmeli, mutluluklarıyla sevinmeli” diyecek kadar da sevgi dolu bir yüreği var…
Seçildikten sonra Ankara’ya kapağı atıp, kendisini seçen insanlara “bir dahaki seçime kadar yüz çevirecek” bir insan hiç değil…
Beni bilenler bilir, “inanmadığım” mevzuları ve insanları asla yazmam…
Sibel Gezen hanımefendi, CHP listesinin üst sıralarında olmayı sonuna kadar hak ediyor…
Aklınızda bulunsun…