Kandemir’in açıklamasının tam metni şu şekilde: “Görevim, bitmemiştir, bitmeyecektir, ben toprak olduktan sonra da devam edecektir. Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacak, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır”. Evet, Gazi Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım 1938, saat 09.05’te hayata gözlerini yummuştur. Ancak, Atatürk ifade ettiği gibi halen fikirleriyle, devrimleriyle, eserleriyle yaşamaktadır:
Atatürk, Kurtuluş Savaşı’yla yeniden vatan yaptığı Misak-ı Milli sınırları içinde, Edirne’den Ardahan’a her karış vatan toprağında yaşamaktadır. Atatürk vatan sevgimizde, bağımsızlık idealimizde, ulusal onurumuzda yaşamaktadır. Atatürk, 1920’de Ankara’da açtığı TBMM’de, 1923’te ilan ettiği Cumhuriyette yaşamaktadır.
Atatürk, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyen anayasa maddesinde yaşamaktadır. Atatürk, ulus bilincimizde, ulusal birlik ve bütünlüğümüzde, yurttaşlık bağımızda yaşamaktadır. Atatürk, seçme ve seçilme hakkına sahip kadınlarımızın özgür iradesinde yaşamaktadır. Atatürk, laik hukukta, laik eğitimde, eşit birey olmasını sağladığı kız çocuklarının bilincinde yaşamaktadır. Atatürk, kullandığımız harflerde, rakamlarda, ölçülerde, hafta sonu tatillerimizde, soyadlarımızda yaşamaktadır. Atatürk, çağdaş kılık kıyafetimizde, kadınlı erkekli oyunlarımızda, danslarımızda, ulusal müziğimizde, derlettiği türkülerimizde yaşamaktadır.
Atatürk, Ülkemizdeki resim heykel sergilerinde, yazılan romanlarda, bestelenen şarkılarda, tiyatrolarda, müzelerde, kütüphanelerde, kültür-sanat merkezlerinde, tüm çağdaş okulların sınıflarında, koridorlarında yaşamaktadır. Atatürk, kökleri bu toprağa bağlı tüm bilim insanlarımızın, sanatçılarımızın, yazarlarımızın, aydınlarımızın bilincinde yaşamaktadır. Atatürk, bu ülkeye ve insanlığa katkıda bulunan, kadın-erkek her yurttaşımızın başarısında yaşamaktadır. Atatürk, Anadolu’nun küçük bir ilçesinden çıkıp Nobel’e uzanan Aziz Sancar’da, Orhan Pamuk’ta, Daron Acemoğlu’nda yaşamaktadır. Atatürk, bu topraklara atılan her tohumda, ekilen her tarlada, hasat edilen her üründe, üreten köylünün alın terinde yaşamaktadır. Atatürk, kapatılan Sümerbank’ta, Etibank’ta, bu ülkenin tüm fabrikalarında, iyice azalmasına karşın devam eden yerli üretimde, demiryollarında, çıkarılan madenlerde, işçinin emeğinde yaşamaktadır. Atatürk, kapatılan Hıfzıssıhha’nın laboratuvarlarında, İstanbul Üniversitesi’nin koridorlarında, Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde, TDK ve TTK’nın kuruluş felsefesinde yaşamaktadır. Atatürk, Elmalılı Hamdi Yazır’a yaptırdığı “Hak Dini Kuran Dili ” adlı Kuran tefsirinde yaşamaktadır. Atatürk, “Yurtta barış dünyada barış” sözüyle insanlık ve barış idealimizde yaşamaktadır. Atatürk, en büyük iki eserimden biri diye tarif ettiği Cumhuriyet Halk Partisi’nde yaşamaktadır. Atatürk, andımızı ezbere okuyan on binlerin hafızalarında, karşılaşılan her güçlükle Gençliğe Hitabe’yi hatırlayan milyonların zihninde, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye meydanları inleten on milyonların kalbinde yaşamaktadır.
Atatürk vatan sevgimizde, bağımsız ve laik cumhuriyet aşkımızda, ulus bilincimizde, toplumsal birlik bütünlüğümüzde, kadınlarımızın haklarında, çiftçimizin alın terinde, işçimizin emeğinde, tüm çağdaş değerlerimizde yaşamaktadır. Atatürk, bu vatana, bu ülkeye ve bu Cumhuriyete gerçekten bağlı insanların sönmeyen umudunda, bitmeyen mücadele azminde yaşamaktadır. Vatandaşlarımıza saygıyla duyurulur."