Not ediyoruz..

Abone Ol

Hayatımızın tüm katmanlarını etkileyen değerlerimizde ve günlük rutinlerimizde kalıcı değişikliklerin olacağı günlerden geçiyoruz. Hayat döngümüzde yaşanacak olası değişiklikler yeni dönemde sosyal ve kültürel alana etkisinin yanında siyasi olarakta birtakım beklentileri ve değişiklikleri getirmesi muhtemel kılıyor. Hem ekonomik anlamda hemde siyaset anlamında yeni değerler üretmek zorunda kalacaklarını bilen siyasiler bunların işaretlerinide vermeye başladılar..
Herşeyden önce sağlık hizmetlerinin öneminin bir kez daha ortaya çıkmasıyla devletin bu alanda daha belirleyici ve hizmeti sunan bir yapıya bürünmesi hem halkın hemde siyasilerin bundan sonraki temel önceliği olacaktır. Özellikle ülkemizde kurulan şehir hastanelerinin yapısı sosyal devlet anlayışı temelinde yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılıyor.. Özellikle Atatürk Havalimanı ve Sancaktepeye kurulacak ve kalıcı olacak tesislerin özel sektör yerine devlet tarafından kurulacak olması ve bunun tüm ülkeye yaygınlaştırma çalışmaları öteden beri gerçeğimiz haline dönüşen özel hastane kavramında da köklü değişikliklerin sinyalini veriyor.
Toplumun en temel ihtiyacı olan sağlık hizmetlerini devletin sunması gerektiği hem organizasyon kolaylığı hemde yaygınlığı açısından Korona virüsünün bize öğrettiği en temel öğe gibi duruyor.
İnsanın en temel ihtiyaçlarından olan gıdanın kendine yeter bir ülke olma dan geçtiğini en sert bir şekilde hatırlatan Korona şimdilerde yapılan “her boş tarlayı ekin , biçin “ çağrılarının yapılmasına yol açmıştır. Bundan sonraki dönemde karar vericilerinim tarım ve hayvancılığın ihtiyaçların giderilmesi bir yana stratejik bir sektör olduğu bilinciyle teşvik ve yönlendirmeler yapması sürpriz olmayacaktır.
Özellikle yaşanan süreçte alınan ve uygulamaya konulan Devletin duruma daha hakim olmasını amaçlayan bir takım önlemlerin kalıcı olacağı ve önümüzdeki süreçte daha otoriter bir devlet yapısının tüm ülkelerce yönetileceği bir dönem sürpriz olmayacaktır.
Küresel anlamda baktığımızda Amerika Birleşik Devletlerinde yaşananlar liderliğinin sorgulanmasına kadar giderken İranın katı batı karşıtı durumu daha yumuşamış ve işbirliği gayretlerine girmiştir. İngilterenin olayın başındaki tepkisi , İtalya , İspanya ve Fransanın krizle baş etme konusunda yetersizlikleri uluslararası kuruluşlarında yeniden sorgulanacağı günleri getirebilir.
Bu yeni durumun global anlamda yapılan tüm turisitik, eğitim, iş… gibi seyahatlerde yaratacağı negatif etki bunun nasıl telafi edileceği ile ilgili endişeleri korumaktadır. Bu anlamda Küresel işbirliklerinin gelişmesi sosyal ve siyasal yakınlaşmalarıda tekrar gündeme getirecektir.
Bu zor süreçten geçerken ülkemizde de yaşananlar hepimiz tarafından not edilmektedir.
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının Atatürk Havalimanı olsun dedikten sonra itiraz edip Cumhurbaşkanımız aynı konuyu getirince alkışlayanlarında, “
“Sağlık bakanlığının ve sağlık çalışanlarının bu kadar özverili çalışmaları yaparken hayatını kaybeden sayısı daha fazla neden açıklanmıyor diye veryansın edenlerinde,”
“Bütün bu yaşanan süreçte his sesi çıkmayanlarında ,”
“Muhalif olsun , iktidar olsun güzel yapılan işleri alkışlamayıp yapıcı eleştiri yerine yıkıcı olmayı tercih edenlerinde ,”
Bundan sonraki yıllarda yaşanacak süreçte kendilerine yer bulmaları zor görünmektedir.