Sözlerine Mardin ve Diyarbakır’da çıkan yangında yaşamını kaybeden vatandaşlar için başsağlığı ve yaralılar için acil şifa dileklerinde bulunarak başlayan Milletvekili Kaya, “Ülkemizin yüzölçümünün %29,4'ü ormanlarla kaplıdır ve bu ormanlar, vatanımızın yaşam damarlarıdır. Orman yangınlarıyla mücadele siyaset üstü bir meseledir; yani milli bir görevdir. Dünyanın en öncelikli konularından biri olan iklim değişikliğinin etkilerini her geçen gün daha çok hissediyoruz. Küresel ısınma nedeniyle, sıcaklıkların artması ve yağış düzenlerinin değişmesi, orman yangınlarının sıklığını ve şiddetini artırıyor. Doğu Akdeniz coğrafyası da iklim değişikliğinden en çok etkilenecek olan bölgeler arasında yer alıyor” diyen Kaya, “Ancak ne yazık ki ülkemiz iklim değişikliğine hazırlık performansı yeterli ülkeler arasında yer almıyor. İklim Değişikliği Performans Endeksi 2024 sonuçlarına göre Türkiye’nin 67 ülke arasında 56. sırada yer alıyor. En zayıf olduğumuz alan ise iklim politikası. 67 ülke arasında sonuncu sıradayız. Orman alanlarının önemli bir bölümü yangın riskiyle karşı karşıya olan bir ülke için kabul edilebilir bir sonuç değildir bu. Eğer iklim politikası tasarlayamıyorsanız bari karbon yutak kapasitemizi oluşturan ormanları korumaya yönelik tedbirler alma konusunda çekimser olmayın" dedi.

"YAPILMASI GEREKEN ÇOK ŞEY VAR"

'Peki ne yapmalıyız?' diye soran Milletvekili Aykut Kaya, konuyla ilgili tavsiye ve çözüm önerilerini de paylaştı. “Orman yangınlarıyla mücadelenin üç aşaması vardır: yangın öncesi, yangın anı ve yangın sonrası. Bizim öncelikle yangın öncesine ve mücadele kısmına ağırlık vermemiz gerekiyor. Yaşadıklarımızdan ders alarak, yangın öncesinde alınacak önlemleri belirlemeliyiz. Örneğin 2021 yılında yaşadığımız Manavgat orman yangını birçok ders verdi bize. O süreçte yangına müdahale konusunda koordinasyonu sağlayamadık ve büyük bir keşmekeşlik yaşandı. Gördük ki tüm paydaşlar yangın anında tek merkezden koordinasyonla hareket etmeli, güçlü bir iletişim mekanizması kurularak yangınlarla mücadelede var olan tüm kaynaklar doğru zamanda doğru noktada seferber edilmeli. Bu koordinasyonu yönetecek kişi, Orman Kanunu'nun 69. maddesinin 1. Fıkrasında da belirtildiği üzere mahallin en büyük mülki amiri yani Validir. Vali bu koordinasyonu sağlamalı ve yangın amirine dışarıdan, özellikle de siyasiler tarafından müdahale edilmemelidir. Orman Genel Müdürlüğü'nün istatistiklerinin orman yangınlarının yüzde 90'ının insan kaynaklı olduğunu gösteriyor. Özellikle riskin arttığı bu dönemlerde, orman alanlarının kullanımı ve girişleri ile ilgili yasal tedbirler alınmalı ve denetimler artırılmalıdır. İktidar, ormanları korunması gereken doğal varlıklar yerine üretim alanı olarak görmekten, ülkeyi ormansızlaştırma sevdasından vazgeçmeli" diye konuştu.

Muhittin Böcek istifasını beklerken, eleştiri yaptı! Muhittin Böcek istifasını beklerken, eleştiri yaptı!

"ZEYTİNPARK GİBİ ÖRNEKLER YAYGINLAŞMALI"

Sözlerinin devamında “doğru olan kenti ormana taşımak değil, ormanı kente taşımaktır” diyen Kaya, “2630 dönüm ile Türkiye'de şehir merkezindeki en büyük yeşil alan olan Zeytin Park’ın korunması ve yaşatılmasına yönelik Antalya Büyükşehir Belediyemiz ile Ticaret Borsamız işbirliği halinde güzel çalışmalar yapıyor. Bu tür alanları ve uygulamaları yaygınlaştırmak zorundayız.” yorumunda bulundu. “Orman Genel Müdürlüğü, gönüllüleri eğiterek onlara ekipman vermektedir. Her ilde, her ilçede bu konuda gönüllüler ordusu oluşturmamız ülkemiz için faydalı olacaktır. Ayrıca orman köylülerine de yangın söndürme ekipmanları eksiksiz verilmeli ve yangın konusunda eğitilmeleri gerekmektedir. Orman yangınlarına müdahalede küçük tanker uçakların envantere alındığını, büyük tanker uçakların da envantere dahil edilmesinin orman yangınlarıyla mücadelede yararlı olacaktır. Ayrıca taşıma su kaldırma kapasitesi yüksek helikopterlerin de envantere bir an önce kazandırılması gerekiyor. Mevcut helikopterler büyük yangınlarda yeterli verimlilik göstermemektedir. Orman yangının da cansiperane çalışan Orman Genel Müdürlüğü mensuplarına verilen yangın fazla mesai ücretinin 9 aylık süreden 12 aylık süreye çıkartılmalı. Yapılacak yasal düzenlemeyle bu ücretin tazminata dönüştürülerek çalışanların emekliliğine de yansıtılması gerekmektedir. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi, Ormansız bir yurt, vatan değildir. Ormanlar tükenirse, vatanımızda soluksuz kalır. Bu yüzden, ormanlarımızı korurken, önlem alırken ve mücadele ederken onları vatan toprağımız, namusumuz ve geleceğe bırakacağımız en önemli miras olarak görmeliyiz.” -Haber Merkezi

Kaynak: Haber Merkezi