Türk dil kurumunun sözlüğüne bakınca "Mastürbasyon" kelimesi mi diye soruyor.
Evet.
Fransızca Masturbationdan gelir, "Cinsel bölgelere dokunarak orgazm sağlama, istimna, onanizm."
Bu cümleyi okuyunca, istimna nedir? Onanizm nedir? Diye sormaya devam edersiniz ama konu cinsel mastürbasyon değil.
Konu Aksaray esnafın’dan dayak yemeyen, Aksaray eşkiyalarına dayak atan İrlandalı.
Televizyonlarda film gibi izledik.
Hepimizde güldük. “Adama bak ya helal olsun vs.”
Haber, televizyon kanalları tarafından magazinleştirildi. Mütemadiyen adamın boksör kadar güçlü olduğu, tek başına birçok adama kafa tuttuğu gösterildi. Aldığını yumruk darbesi ile dişi kırılan adam ekrana çıkıp yarım yamalak nasıl dayak yediğini anlattı, en sonunda Türkiye esnaf ve sanatlar konfederasyonu başkanı da özür diledi ve olay kapandı.
Hayır kapanmadı.
Hatta sonsuza kadar insanların aklında “Barbar Türkler” imajı yerleşecek, değil! Yerleşti. Zaten notumuz kırıktı, gece yarısı ekspresi falan.
New York Times gazetesi veya dünyanın en çok okunan gazetelerine istediğiniz kadar, çarşaf çarşaf, günlerce tam sayfa reklam verin, deyin ki; Türkiye çok güvenli, gelin tatil yapın. Size kimse inanmaz. Dünya göreceğini gördü.
Bugün dünya digital reklamcılığa girdi. Sosyal medyada, beş saniyelik görüntü ile, susamış sokak köpeğine vereceğiz su sizi bir anda dünyanın en popüler insanı yapabilir. Hatta dünyanın en sevimli ülkesi haline getirebilir. Kısa bir süre önce İsveçli IKEA inanılmaz bir imaj reklamı yaptı. Alışverişe gelenlerin köpekleri için kapı girişine, yumuşak döşekten, önünde suyu olan köpek garajları hazırlattı. Akıllıca tasarlanmış imaj reklamıydı. IKEA ve İsveç’in reklamları dünyanın tüm yazılı ve basılı medyasında yer aldı.
Demek ki reklamın iyisi ve kötüsü oluyor muş.
Dönelim bizden yana, İrlandalı meselesine.
Videoyu tekrar tekrar izledim.
Olay tiksinti verici, ilkellik, barbarlık, vahşet. Başı yere eğdiğim anlardan birisiydi.
Hala aklım almıyor. Adam hırsız değil, sadece bir turist. Bu ülkeyi gezmeye, para harcamaya gelmiş. Bakkal, elinde sopa ile vuruyor. Bir tanesi sandalye ile saldırıyor. Diğer taraftan adama çakal sürüsü gibi çullanıyorlar. Turistin elinde, ne kesici alet, ne de silah var. Kaçmıyor da. Ne olduğunu anlamaya çalışıyor.
Ama biz yardımsever bir milletiz. Sular yere saçıldığında, olur böyle şeyler, sıkıntı yok, toplarız.
Biz şefkatli milletiz, küçükleri gözünden büyükleri ellerinden, turistleri her yerinden öperiz.
Biz misafirperver milletiz, gelen turistlere ikramda bulunuruz. Masa, sopa, demir çubuk…
Biz hem güçlüyüz, hem de tehlikeler karşısında birlik oluruz. Dayak yemek önemli değil, karşında bir kişi bile olsa biz Aksaray esnafıyız.
Müslümanız elhmamdülillah, insanı yaradandan ötürü severiz. Ama bu İrlanda turist. Gavur, vurun o zaman.
Hepsi laf.
İşte gerçek Mas-türbasyon budur. Biz kendimizle baya oynamışız.
Her gün canımızı yakan eşkiya terörüne karşı bile; sağcı-solcu, dinci-minci, şucu- bucu demeden sokakta kol kola girip yürüyemedik ki.
Neyi konuşuyoruz.