Maç haftası

Abone Ol

Covid-19 salgını nedeniyle ara verilen Süper Lig, TFF 1. Lig ve Ziraat Türkiye Kupası maçları bu hafta oynanacak maçlarda kaldığı yerden devam edecek. Federasyon müsabakalara ilişkin bir talimat yayınlayarak uyulması gereken kural ve önlemleri belirledi.
Talimata göre, Süper Lig, TFF 1. Lig ve Ziraat Türkiye Kupası'nda 2019-2020 sezonunun kalan maçları seyircisiz oynanacak.
Beş oyuncu değişikliği yapılabilecek. Maç esnasında üç, devre arasında iki olmak şartı ile. Ziraat Türkiye Kupası müsabakalarında ise uzatma devrelerinin oynanması halinde 1 futbolcu değişikliğine daha izin verilecek.
A takım da bulunan futbolculara yapılan test sonuçlarında, müsabakada görev alacak olanların sayısı 14'ün altına inerse maç oynatılmayacak ve ileri bir tarihe ertelenecek.
Hakem atamaları seyahat sürelerini azaltmak için yakın illerden yapılacak. Aynı hakeme aynı haftada birden fazla görev verilebilecek. Hakemlerin maçın oynanacağı şehire bir gün önceden gitme mecburiyeti de kaldırıldı.
Diğer kurallar ise önleyici ve tedbir amaçlı. Hali hazırda iki haftadır Almanya liginde izlediğimiz kurallarla neredeyse birebir. Maske kullanımı, mesafeli oturma planları, sınırlı sayıda görevlinin stada girişi, basın mensupları kısıtlaması, stada geliş gidiş düzeni gibi.

Türkiye zorlu, sıkıcı ve endişe verici bir süreçten geçti. Geçti, bu işler bitti diyemiyoruz ne yazık ki. Normalleşme adına kararlar var her geçen gün açıklanan. Elbet bu böyle gitmeyecek. Bir sonu mutlaka olacak, öyle veya böyle. Ama aklımın almadığı, yada aldığı ama kabul etmediği husus maçların seyircisiz oynanması.
Evet... Vatandaşı korumak, futbolcuları korumak adına alınan en doğru karar.
Bir şekilde bu ligin tamamlanması veya sonuca bağlanması gerekiyordu. Tırnak içinde, Futbol Endüstrisinin de batağa girmemesi için oynatma kararı doğru.
Kıt aklım ile anladığımı şöyle özetleyeyim müsadenizle; "Takımınızın maçını kafelerde izleyin, yiyin için, kaynaşın. Para harcayın ekonomiyi canlandırın. Stada gelmeyin, orada size virüs bulaşır."
Yani demem o ki; Kafeler açık olacak, yayıncı kuruluş maçları yayınlayacak. Yayıncı kuruluş kazanacak, kafeler kazanacak, Türk futbolu kazanacak.
Sizleri alkışlıyorum. Bizleri yeniden futbola kavuşturduğunuz için. Sosyalleşmemize, yeni normalimize ön ayak olduğunuz için.
Yapılan çalışmaları, verilen emekleri, sağlıkçılarımızın, güvenlikçilerimizin ve halkımızın özveri ile göstediği fedakarlıkları şahsım adına bir kez daha takdir ediyorum. Ama aklımızla dalga geçmeyin kardeşim.
Halk otobüslerinde, kafelerde, restaurantlarda, AVM'lerde, plajda, parkta bilmem nerelerde bulaşmayan virüs stad da mı bulaşacak? Evet bulaşacak. Tedbir almadığımız her yerde bulaşacak.
Takımının maçını izlemek için çaba sarfeden herkes risk altına sokulmuştur.
Alınan bu kararların halk sağlığı adına alınmadığını düşünmekle birlikte, stada giremeyen ben, toplu taşıma kullanmayan, kafede, restaurantta, kalabalıkta bulunmamaya imtina eden ben ve benim gibi düşünen milyonlarca insan maçları nasıl takip edeceğimizin derdine düştük.

Hasret kaldığımız maçları izlemek için bir kafe veya benzeri kalabalık ortama gitmek zorunda kalmanız durumunda lütfen tedbirli davranın. Gerekli önlemleri almayı unutmayınız.

Kalın sağlıcakla, Allah'a emanet olun...