Yeri göğü yaratan kâinatın sahibi; makro alemde uçsuz bucaksız evrenin nizamını var eden, mikro alemde gözümüzle göremediğimiz varlıklara hükmeden Allah var. Eşi benzeri olmayan, tapılacak olan Allah bizden kendisini tanımamızı, akletmemizi istiyor. Kulluk, fıtrat gereği insanın güvende olduğunu hissettiği güçlü bir varlığa sığınması. Gücü de yaratan Allah’ı gönderdiği peygamberler ve kitaplar ile tanıyoruz. Tüm semavi dinler için vazgeçilmez olan, kâinatın ulu mimarı veya evrenin yaratıcısı olan tanrı; sığınılacak ve muhtaç olunacak tek kapı…
İnanmayan insanlar veya bu şuuru içselleştirememiş inandığını söyleyen insanlar için farklı kapıların arayışı normaldir. Bu durum ikrar edilmese bile, kişinin kendi nefsini, egosunu, idealini, toplumu, devleti, serveti, güç sahiplerini ve kişileri putlaştırmaya kadar gidebilir. Evrensel değerlerin, insanlığın ortak kabullerinin, sağduyunun, aklın zaman içerisinde kaybolduğu durumların ve neticesinde savaşların, açlığın, adaletsizliğin ana sebebi budur…
Aleme nizam verme iddiasında olan insanların bu şuurdan yoksun olması, kendi süfli emelleri için, dünya menfaati için kula kulluk etmesi zaman içerisindeki yozlaşma ile benimsenir oldu. Halbuki hem Allah’ın kuluyum deyip hem de güce kayıtsız şartsız bağlanmak hiçbir dinde hoş görülmemiştir. Peygamberler dahi tüm semavi dinlerde Allah korumasa hata yapabilir iken, kurumları, kişileri hatasız addedip, peşinden gitmek hatta cansiperane savunmak, hatalarına ortak olmak değil midir?” Kişi sevdiği ile beraberdir” ve bu söz ahiret inancı olanlar için ölümden sonraki hayatı da işaret ederken…
“Gerçek olan din afyon değildir, uyandırmadır, diriliştir, özgürlüktür, adalettir, kula kulluk etmemektir.”
Son peygamber vefat edince en yakın arkadaşı Ebubekir böyle söylüyor. “Muhammed’e tapıyorsanız bilin ki o öldü, Allah’a kul olacaksanız o Baki’dir” diyor. Asırlardır dizelerini öğütlerini severek okuduğumuz dinlediğimiz bilge insanlar, alim insanlar bize böyle söylüyor.
“Rızkımı veren Hüdadır kula minnet eylemem
Ey Nesimi, can Nesimi ol gani mihman iken
Yarın şefaatlarım Ahmedi Muhtar iken
Cümlenin rızkını veren ol gani serdar iken
Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem”
Hak aşığı Nesimi’den öğrendiğimiz ancak uygulamakta başarılı olamadığımız bu kulluk, Milli şairimiz Mehmed Akif Ersoy tarafından yazılan İstiklal Marşı’mızda da var.
“Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklal” …