Kırık Cam Teorisi
Sosyal bilimciler James Q. Wilson ve George L. Kelling yazdıkları makalede yer alan bir bölümde “Kırık Cam Teorisi”ni şöyle açıklıyorlar:
“Birkaç kırık penceresi olan bir bina düşünün. Camlar tamir edilmemişse, vandallar birkaç cam daha kırmaya meyillidir. Sonunda bina boş ise tüm camları kırılabilir, gecekonduysa belki de yangın dahi çıkarabilirler. Ya da bir kaldırım düşünün. Burada bazı çöpler birikir. Kısa zamanda bu çöpler daha fazla birikir. Sonunda buradaki restoranlar, hatta paket servis yapan insanlar bile çöpleri araba ile poşetler halinde getirerek buraya atarlar.”
Bu teoriye göre bir apartmanın camı kırıksa, insanlar diğer camları da kırmaya çekinmezler ve bunu suç olarak görmezler. Hayat da buna benzer. Kesin olmayan kurallarla, tıpkı araba deneyindeki gibi camların kırılmaya devam edeceği aşikar. Kimsenin onarmadığı bir binada kırık bir cam varsa, diğer camların sonunun da aynı olması kaçınılmazdır. Eğer bir toplumda umutsuzluk işaretleri görülüyor ve kimse umursamıyorsa, bu o toplumda daha fazla suç işlenmesinin yolunu açabilir. Nasıl mı, Çocuk istismarı, kadın cinayetleri, özel gereksinimli bireylerin yok sayılması gibi gibi…
Küçük aksaklıklar büyük problemlere ve bunlar da kaosa neden olabilir. Eğer küçük taşkınlıklar çıkmasına izin verilirse insanlar aynı türden suçları daha sık işlemeye başlar.
İster bir aile olsun, ister bir ofis, isterse büyük bir toplum… Zimbardo’nun Kırık Camlar Teorisi; düzeni korumak, işleri yoluna koymak ve suçların önüne geçmek için, en baştan itibaren belirli bir disiplini korumak gerektiğini ortaya koyuyor.
İnsanlar KIRIK CAMLARI GÖRDÜKÇE kırmaya çekinmezler. Bir değişim istiyorsak kendimizden başlamalıyız ve gördüğümüz kırık camları temizleyelim ki güzel ve olumlu şeyler olsun…