Biraz İspanya’dan bahsedeyim bu gün.
The Guardian gazetesinin haberinde; BM turizm raporuna göre ( 2018 Bahar aylarında resmi olarak açıklanacak) İspanya 2017 yılında 82 Milyon turisti çekerek tüm devletler içinde Amerika’nın ikincilik pozisyonuna yerleşti. Fransa hala birinci. 2016 yılında İspanya 75,6, Fransa 82,6 Milyon turist ağırlamış. İspanya’da 2017 yılında turizm sektöründen kazanılan gelir GSYH’nın %11’ini oluşturmakta, %12 artış göstererek 87 Milyar Avro’yu bulmuştur (The Guardian:2018).
Dönelim bize.
Biz turizmde 2014 yılında tik yaptık ve 36.837.900 turisti ağırladık. Maalesef muhtelif olaylardan dolayı 2015 ve 2016 yıllarını kayıp olarak geçirdik. 2017 yılında 32.410.034 turisti ağırladık. 2014 yılında turizm sektörünün GSYH içindeki oranın 2014’de 4,3, 2016 yılında 2,6. (Tursab:2018)
Yabancı yatırımlar açısından emlak sektöründe de 2015 ve 2016 yıllarını turizme paralel olarak kayıp geçirdik. Biz bu yılları kayıp olarak geçirirken İspanya rakamlarını hem emlak hemde turizm sektöründe katladı.
Bizde ne yapalım, nasıl çıkış yapalım diye düştük yollara. Madem Avrupalı’lar Türkiye’den ev almıyorsa, biz de Avrupalılara, İspanya’dan satalım dedik.
Costa Blanca daha çok orta seviyede insanların tatil yapabildiği Katalonyanın altından aşağıya doğru devam ediyor. Alicante, Valensiya, Benidorm, Murcia, Torraveija..
Sadece Alicante havaalanına 2017 yılında 12 Milyonun üzerinde turist gelmiş. Artık yetmiyor. Şehrin diğer tarafına yeni bir havaalanı inşaa edecekler.
Bu bölgede dikkatimi ilk çeken şey, bizi terk eden İskandinavlar orada. Caddeler cıvıl cıvıl. Herkes yiyor içiyor. İspanyollar adeta turistten bıkmış.
Garip bir durum var. Ortada fazla otel yok. Birkaç gün sonra gerçeği anladık.
Turizmde trendler hızla değişiyor. Genç turistler artık çok daha değişik yöntemlerle en güzel tatili geçiriyor.
Hemen Anlatayım.
Herşey online.
2 çift arkadaş İnternetten bir daire buluyor. Havaalanında araba hazır. Ver elini İspanya. Uçak bilet fiyatı uygun. Ev fiyatı nispeten uygun. Otellerde ki zaman mefhumu olmadan doyasıya özgür bir tatil. Ve müthiş bir turist hareketi. Bu turistler harcıyor. Esnaf kazanıyor. Dolayısıyla ülke kazanıyor. Herkes mutlu.
Gene bize dönelim.
Evet bizde de herşey online.
Ama Huston bir değil bir çok sorun var.
Amiyane tabirle yabancıyı tavlayıp, binbir emekle buraya getiriyoruz. Ev satıyoruz. Ama sen misin Türkiye’den ev alan, yatırım yapan.
Yeni düzenlemeye göre, evin tapuda görünen sahibi hariç kimse evde kalamaz. Haricinde kim gelirse gelsin güvenlik güçlerine bildirmesi gerekir. Babası, oğlu yada kim olursa. Diyelim ki yabancı ev sahibi güvenlik terminalini aldı ve bilgi geçti, bu sefer vergi dairesi sen burayı kiraya veriyorsun diye ceza uygulaması yapıyor.
Kesinlikle güvenlik açısından yapılan doğrudur. Eğer yabancı evini kiraya veriyorsa ve para kazanıyorsa vergisini vermesi gerekiyor.
Ancak bizde durum keşmekeş.
Sizin çocuklarınız yazlığınıza gittiğinde vergi mi veriyorsunuz? Babanız yazlığınıza gittiğinde polise mi bilgi veriyorsunuz?
İvedilikle ele alınıp çözülmesi gereken bir konu. Hem emlak sektörü için hemde turizm sektörü için olmazsa olmaz. Derhal.
Hem yabancı yatırımcıyı kaçırıyoruz. Hem de olağanüstü turizm potansiyelini elimizin tersi ile itiyoruz.
Söylenenlere göre otelciler kısa süreli ev kiralamalarına karşılar ve otoritelere baskı kuruyor. Eskiden mama-papa dediğimiz azaldı. Tatil programı için interneti kullanan sayısı hızla artıyor. Bu insanlar sürekli aynı yere gitmek istemiyor. Bu değişimler turist sayısında ve turist niteliğinde oldukça etkili.
Gözlemlerim ve araştırmalarım şunu gösteriyor; kesinlikle ev kiralayarak tatile gelen turistler otellere rakip değil, aksine turizmi, yerel esnafı ve diğer iç dinamikleri destekliyor. Üstelik yabancıların gayrimenkul yatırımlarını arttırıyor.
En kısa sürede gerekli düzenlemelerin yapılması ülkemizin yararına olacaktır.