Kendine gelme sanatı

Abone Ol
ÇALIŞIN
Sorumluluklardan koşar adım kaçıyoruz. Birisi görev verecek diye ödümüz kopuyor. “Bilmiyorum” cümlesinin arkasına gölge gibi sığınıyoruz. Neden? Çalışmak neden zor gelir? Hâlbuki birçok kişi çalışmadığı için mutsuzdur. Yaşamında herhangi bir hedefi olmayan insan savrulur. Ne yöne gideceğini bilemez. Bu yüzden adı ne olursa olsun çalışın, üretin, çabalayın. Evdeyseniz el becerilerinizle, işteyseniz yeni projelerle, okuldaysanız bilgiyle daima kendinizi yeni ve diri tutun.
YARDIM EDİN
Son dönemlere bireyselleşen toplumda ruhumuza en çok yardım etmek iyi gelecektir. Kendi çıkarlarımız dışında her şeye kendimizi kapatan bir döngünün içerisindeyiz. Bu hal insanda doyumsuzluk oluşmasına sebep oluyor. Her ne kadar fiziksel ihtiyaçlarımız büyük öneme sahip olsa da ruhumuzu beslemeden hayattan keyif alamayız. Maneviyatımızın ana yapılarından biri yardım etmektir. Yardım ederek başka dünyalara kapımızı açarken kendi sınırlarımızı da kontrol edebileceğiz. Empati kurabileceğiz. Bir başkasının mutluluğunda imzamızı görürken varlığımızın anlamını hissedeceğiz.
ŞÜKREDİN
Ne zaman iyi bir olay yaşasak her şey güllük gülistanlık. Yalnız ne zaman kötü bir hadiseyle baş başa kalsak tüm dünya başımıza yıkılmışçasına tavrımız. Sanırım hem kendimize hem de hayata karşı en büyük haksızlığı bu noktada gerçekleştiriyoruz. Yetinmeyi bilmemenin yanı sıra var olan güzellikleri de bir çırpıda silip atabiliyoruz. Şükretmemiz gerek! Olumlu yaşantılarımıza da gereken değeri göstermemiz gerek. Her zaman bir sonraki hedefe ulaşmak için çabalarken var olan halimizi de kabul edip sevmemiz gerek.