Düğüne diye yola çıkmıştık sabah. 15 Temmuz 2016 sabahı. Ne çabuk 1 sene geçti üzerinden. Sanki dünmüş gibi hatırlıyorum yaşananları.
Antalya'dan İstanbula yolculuğumuz başlamıştı. İstanbul trafiğinin can alıcı noktasında tıkanıp kalmış o sıcak havanında etkisiyle Alanya'nın gözünü seveyim demiştim. Ki sadece trafik konusunda değil cennet gibi bir yerde yaşıyoruz. Neyse konudan sapmayayım. Dün gibi aklımda hala. Eve geldik yol yorgunu, kalabalık bir kahvaltı sofrası kuruldu. Akşam oldu bütün tanıdıklar, aileler olarak oturmuş haberleri izliyorduk. Bir anda köprünün bir tarafı askerler tarafından geçişe kapatıldı diye sıcak gelişme olarak geçmişti. Tabi affallamıştık 'neler oluyor yahu' diyerek. Hani bir yandan merak ediyoruz ama oda da bulunan hiç bir aile ferdinin o akşam yaşayacak oldukları korkular akıllarından geçmiyordu.
Derken hepimiz kitlenmiş izliyorduk. İlerleyen dakikalarda darbe girişimi yazdı alt haber spotlarında. Kimimiz telefonlarına sarıldı, kimimiz yok canım daha neler diyerek olayları anlamaya çalışıyorduk. Çok geçmeden hareketlilik başladı. F16 jetleri bir anda geçmeye başladılar evin üstünden. Yerimizden sıçrayıp koşuşturduğumuzu çok net hatırlıyorum. Bir anda o jetlerin yakından ve okadar da hızlı geçişinin etkisiyle herhalde 'buraya ölmeye geldik' dedim. Korkuyla oturma odasında ışıkları kapatıp mutfağa koşturduk 6 kişi. Hayır ışığı kapatıp mutfağa koşunca sanki olanlardan kaçabilecek miydik? Can havli işte. İnsan öyle bir ruh haline bürünüyorki... Daha sonra camiilerden ezanlar okunmaya başladı. Halbuki ezan vakti çoktan geçmişti. Ezan okunduktan sonra 'Allahını seven sokaklara çıksın' diye seslenmeye başladılar. Kimi yerde silah sesleri kimi yerde sokağa çıkın diye bağıranların sesleri aydınlattı mahalleyi. Tam F16'lar geçmiyor biraz nefes aldık derken bir anda yine başlamıştı o kabus gibi sesler. Mutfakta yerde buzdolabına yaslanmış bir şekilde dua ederek oturduğumu hatırlıyorum. Evin küçük kızına korkmasın diye son ses müzik açık olan bir kulaklık taktık. Uykusundan bizim çığlıklarımızla uyanmıştı. Sabah 6'da evin sallanması ile deprem mi oluyor şimdide dedim kendi kendime. Ama o depremin bomba olduğu aklımın ucundan geçmemişti. Üniversiteden arkadaşlarım birbirlerine ulaşmaya çalışıyorlardı WhatsApp grubundan. Kimisi bizim burası şuanlık sakin derken kimisi çok kötü durumdayız diyordu. Televizyonda haber kanallarına giren askerleri gördükçe meslektaşlarımın yaşadığı o korku dolu anları iliklerime kadar hissettim. Sabaha karşı bazı aile fertleri yorgun düşüp odalarına yatmaya gittiler. Bende koltukta kıvrıldım. Uyuyabilirsen uyu. O gün dedim ki Allah düşmanımın başına vermesin.
Buraya yazarak anlatamam olayları ve kimseninde yaşayarak anlamasını istemem. Bugün burada 15 Temmuz'u anıyoruz. Şehitlerimizin ruhu şad olsun. O korku dolu günü o kabusun hayat bulmuş halini en çok şehitlerimizin aileleri unutamaz. Allah en çok onlara sabır versin.