İnsülin direnci günümüzde çok fazla gündeme geliyor. İnsülin çok önemli ve metabolizmanın yöneticisi konumunda olan bir hormondur. İnsülin direnci denilen tabloda, insülin hormonu var olmasına rağmen etki edememekte ve kan şekerini düşürememektedir. Bu durum önemli bir metabolik bozukluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Öncelikle, süreci biraz daha öncesinden ele alacak olursak, sık biçimde yemek yenilirse, sık sık ara atıştırmalara yönelme olursa insülin hormonu sık salınır. Gereğinden fazla miktarda yenilirse buna karşılık yüksek miktarda insülin salınımı gerekir. Bu durumlar süreklilik gösterirse insülin hormonu kanda uzun süreli yüksek kalır. Bütün bunların sonucunda insülin etki edememeye başlar. Kandaki yüksek şeker dokulara alınamaz. Yağ doku miktarı giderek artar. Bir kısır döngü oluşur. İnsülin direnci obezite ile sıkı bir ilişki halindedir. Fazla kilolar, özellikle göbek çevresindeki fazla yağ dokular insülin direncine gidişi hızlandırır. İnsülin direncinin varlığı ise kilo vermeyi zorlaştırır. Çözüm nettir. Sağlıklı beslenmeyi, doğal, temiz, dengeli ve yeterli miktarda yemeyi alışkanlık haline getirmek gerekir. Ayrıca ideal kiloyu korumak için hareketliliği arttırmak faydalı olacaktır. Kilo vermek insülin direncini önlemek için çok değerlidir.
Obezite önlenemezse ortaya insülin direncinin çıkışı neredeyse kaçınılmaz olur. İnsülin direnci oluştuktan sonra; sağlıklı beslenme, hareketlilik ve doktor tavsiyesine göre gerekirse ilaç tedavisiyle insülin direnci gerileyebilir. İnsülin direnci oluşmasına rağmen tanı konulmasında gecikilir, tanı sonrasında tedbir alınmaz ve müdahale edilmezse bu durumda insülin direnci giderek kalıcı hale gelir. İnsülin direnci zemininde birçok ciddi ve ölümcül hastalık gelişmeye başlar. Ortaya çıkan birçok kronik hastalığın geriye gidişi de mümkün olmaz. Uzun yıllar insülin direnci varlığında; şeker (Diyabet), kalp-damar hastalıkları, kalp krizi, damar tıkanması, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği, pıhtılaşma bozuklukları, infertilite (kısırlık) ve bazı kanser türlerinin sıklığında belirgin artış görülür.
İnsülin direncinin hastanelerde ölçümü mümkündür. Kolay bir kan tahlili ile açlık glikoz ve insülin düzeyleri ölçülüp, birbiriyle çarpıldıktan sonra çıkan değer 405 rakamına bölünürse ortaya çıkan sonuç HOMA indeksi olarak adlandırılır. Bu sonuç, 2,5’dan küçükse normal kabul edilebilir. 2,5 ve daha büyükse bu durumda insülin direnci varlığından bahsedilebilir.
Evde ise karın bölgesinden yapılacak göbek çevresi ölçümü ile erkeklerde; 102’den, kadınlarda 88’den büyük değerler insülin direnci tehlikesini gösterir. Bu basit ve pratik ölçüm ile insülin direnci tehlikesi bulunması durumunda doktora başvurmak gerekir. Haftaya insülin direncini önleyecek gıdaları konuşmak üzere. Sağlıkla kalın.