İktidarlar krizle gelir, krizle gider

Abone Ol

Virüs salgını ve dövizde yaşanan dalgalanma ekonomiyi felç etti.
Sokağın gündemi sadece hayat pahalılığı.
Siyasetin gündemi ise, "adamcağız", "diktatör", "militan" gibi suni tartışmalar.
Ulusal basın kuruluşları da siyasetin suni gündeminin peşine takılıp gidiyor.
Televizyonlarda hemen hemen her akşam aynı yüzleri izliyoruz.
İktidara yakın ekran siyasetçileri, siyaset bilimcileri, araştırmacılar, gazeteciler, öğretim görevlileri, hatta rektörler bile maalesef geçim sıkıntısı çeken halkın çığlığını duyurmamak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Sokağın ve siyasetin gündemi çok farklı.
Bakkalda, manavda, kasapta, otomotivde, tarımda, inşaatta hayatın her alanında fiyatlar yüzde yüzden fazla arttı.
Vatandaşın bu şartlarda yaşaması zor değil neredeyse imkansız.
Erken genel seçimin olmayışı bana göre tamamen ekonomik şartlara bağlı.
Çünkü iktidarlar krizle gelir, krizle gider.
2002'de ekonomik bir krizin üzerine iktidara gelen AK Parti'nin içinde bulunduğumuz krizi görmezden gelmesi veya hesaba katmaması mümkün değil.
Yukarda sözünü ettiğim gazeteciler, siyaset bilimcileri, araştırmacılar, "CHP veya İYİ Parti ya da diğerleri gelse ne yapabilirler" gibi konuşmalarla AK Parti iktidarının sağlamda olduğuna güvenip inanıyorlar.
Muhalefeti küçümsemek iktidarda olanı devasa yapmaz.
Vatandaş bazen, "diğeri gelse ne yapar" diye düşünmez.
Bir tek "yeter" kelimesine bakar.
Genelde ve yerelde tepkiyle bir çok kez hükümetler ve belediye başkanları seçilmişlerdir.
Günümüzde bunun canlı örneği; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu'dur.
Bugün Kemal Kılıçdaroğlu'nu, Meral Akşener'i iş göremez diye küçümseyenler, İmamoğlu'na da aynı gözle bakıyordu.
Uzun lafın kısası halının altı doldu.
Her şeyi dış güçlere bağlayarak süpürecek yer kalmadı.
Sokağın gündemi daha fazla görmezden gelinmeden vatandaşın sesine kulak verilmeli.
Ama restorant, kafe gibi işletmelerin ciro kaybının yüzde 3'ü gibi bir destekle değil.
500 bin lira kayıpta 15 bin lira destek komik bir rakam.
Buna sevinen sivil toplum örgütü temsilcileri de ayrı bir alem.
Vücudun her yeri kesik kanıyor, sadece bir noktaya pamuk basmaya çalışılıyor.
Verecek desteğiniz yoksa, artan maliyetleri, her gün yapılan zamları durdurun.
Serbest piyasayı bu kadar başıboş bırakmayın.