Huzur

Abone Ol

İnsanın içinde hissettiği rahatlık duygusu, gönül rahatlığı, iç rahatlığı, baş dinçliği, dinginlik, çekişmesizlik gibi tarifleri olan aranılan bir durum. Medeniyetimizde dua edilen istenilen bir hedef, afiyet olarak da tanımlanır…
Bu anlamda hakiki manada huzurun Yaratıcıya teslimiyetle olduğu bilinmesine rağmen, İslam toplumları olarak bu ölçünün çok uzağında olduğumuz bir gerçek. “Bir lokma bir hırka” düşüncesinden daha fazla dünyalık mevki ve makamların elde edilmesi için çaba sarfetmeyi hedef gören, hatta her yolu mübah sayan bu çabayı cihat olarak kutsallaştırılan bir haldeyiz…
Rızık ve ecel belli iken bu yersiz çabanın bizi hiçbir zaman huzura ulaştırmayacağı malum. Böyle olduğu halde, etrafımızda sayısız örnekleri görmemize rağmen, dünyanın peşinde her türlü insanlığımızı da unutarak koşup gitmekteyiz. Bu koşuşturmanın bizi huzura ulaştırmadan, pişmanlığa sürükleyeceği de ehline ayandır…
Vahşi kapitalizm, küresel yeni dünya düzenine doğru hızla giderken, ihtiyacımız olan huzuru bulmak çok zor ama imkânsız değil. Toplumların insani değerleri yaşatması ancak motivasyonu güçlü bir ahlaki öğretiyle mümkündür. Bu öğreti bizim medeniyetimizde var olmasına rağmen örneklik anlamında sıkıntı çekiyoruz…
İslam; teslimiyet, boyun eğmek, salim bulunmak, selim olmak, selamete kavuşmak, güven ve barış içerisinde olmak, ihlaslı olmak ve samimiyet gibi anlamlar içerir. Huzuru sağlayan ise tam da budur. Sadece Yaratıcıya kul olmak, diğer çeldiricilere kulak asmamak, kendinden emin bir tavırla…
Özünde, büyük savaşı insanın kendi nefsi ile mücadele sayan bir medeniyetin, öldürmeyi değil yaşatmayı tercih eden bir kültürün terörle uzaktan yakından alakası olamaz. Din adına şiddet, terör, zulüm ve işkence asla İslam’da yoktur. Vatanına kastedenler ile mücadele edilmesi, şehit ve gazi olunması en yüksek müjdeler ile anlatılırken, bir hayvana bile eziyet edilmesi en ağır ceza ile anlatılmıştır. Masum insanların öldürülmesi, terörün ve zorbalığın tümü lanetlenmiştir.
Kültürümüzü bizim yaşantımızdan değil de kaynağından yani kutsal kitabımızdan araştırıp öğrenen gayri müslimler bile İslam’a gelirken biz ne durumdayız? Maalesef okumayan, araştırmayan dolayısıyla kötü niyetlilerin algı ve manipülasyonlarına maruz kalan toplumlar güdülmeye mahkumdur. Sonuç ise; sanal mutluluklar ile oyalanan, hamaset ile avutulan kitleler…
Selam olsun iç huzurunu bulmuş canlara…