Size Çiçek'i anlatmak istiyorum. Tarihin kanlı sayfasına ismi hiç ama hiç yakışmayan Çiçek'i. Belki de yaşadığı Karabağ'ın çiçekleri kadar güzel olsun diye vermişlermiş ismini. Oysa çiçek toprağından koparılınca yaşamaz...
Hocalı'da son düğün onun düğünüydü. Yuvadan uçan Çiçek iki gün sonra olacakları en kötü kabuslarında dahi göremezdi. Ermeni vandallarının vahşice tecavüzüne uğrayacağını, tüm yakınlarının katledileceğini...
Sineye çekilen Hocalı insanlığın kara harflerle yazıldığı, sözün gerçek anlamda bittiği yerdir. Üzerinden yıllar geçse de kabuk bağlamayan bir yaradır.
1992, Şubat 26, kışın en soğuk gününde Hocalı katliamı yaşandı. 8 ailenin tamamen yok olduğu vahşet gecesinde yaşlı, kadın ve çocuk demeden 613 kişi katledildi. 487 yaralı ve 1275 esir düşen vatandaş büyük güçlerin yüzünü kızartmaya yetmedi. Söz konusu bir haçlı değilse dünya at gözlüğünü takmıştır her zaman.
Haçlı demişken bir Ermeni papazı utanmadan yazdığı kitaba not düşmüş:- Sabah erken bir saatte bataklık üzerinden geçecektik, Azerbaycan Türklerine ait cesetlerden köprü yaptık, üzerlerine basarak bataklığı geçtik. Dizlerime kadar kanlar içerisinde kaldım. Cesetlerin arasında küçük çocuklar da vardı...
Kitabın ismi "Haç Uğruna" ve papaz devam ediyor anlatmaya. Okudukça kanım donuyor, Gence olayları bu kadar tazeyken düşmana keşke hiç acımasaydık diyorum. Papaz , 2 Mart Hocalı yakınlığında bir köyde soydaşlarımıza ait 2000 ceseti yaktıklarını yazıyor. 10 yaşlarına yaralı küçük bir kız çocuğunu da hiç acımadan canlı canlı yanan ateşe atmışlar. Çocuğun çığlık seslerini duyan Papaz unutmamış, onu da kitabına "alçakça"not etmiş. O kız çocuğunu ateşe atan askerin soyadı Tigranyan'dır.
O dönemde kayıtlara geçmeyen binlerce insanımızın öldürülmüş olduğunu görüyoruz. Hem de en cani şekilde. İkinci Karabağ savaşında tek sivil ölümü yaşamadan yenilgiye uğrayan Ermenistan, Gence ve sınıra yakın bazı şehirlerimizde onlarca vatandaşımızı katletti, unutmuyoruz!
Hocalı, Gence , Bakü katliamları, başımıza gelen tüm felaketler bizlerden neleri aldı ve bize ne ders verdi? Bize ermeniden ne dost olur ne komşu. Kimse aldanmasın düşman hiylesine, tarihi Azerbaycan toprakları olan Ermenistan'da tek Türk yoktur, milletim defalarca etnik temizleme sırasında sürgüne mahkum kılındı. Büyük ağabeyleri Rus Hükümeti de en az alçak maşası kadar suçludur tüm bu yaşananlarda.
Bir sene içerisinde tekrardan gerçek kardeşliği ve gerçek kalleşliği öğrendik. Umarım yapılanı bizlerden sonraki nesiller de unutmaz. Unutmasın, unutulmasın!