1980 yılında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı kırsal Akçapınar Mahallesi Uluabat gölü kıyısına yaklaşık 4 bin dönüm alanı sulayacak su pompaları konuldu. 2008 yılında hırsızlar su pompalarını çaldıkları sırada çiftçilere yakalandı. İhbar üzerine su pompalarının bulunduğu bölgeye gelen jandarma, şüphelileri gözaltına aldı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen hırsızlar tutuklandı. Bir süre cezaevinde kalan hırsızlar cezalarını çektikten sonra yeniden su pompalarının bulunduğu alana geldi. Su pompalarına elektrik akışını sağlayan trafoyu patlatan hırsızlar bu sefer tüm malzemeleri alarak sırra kadem bastı. Geçimini zeytin ve incir yetiştiriciliğinden sağlayan halk yaklaşık 15 seneden buyana ağaçlarını kendi bulduğu ilkel yöntemlerle suluyor. Traktörlerine bağladıkarı su tanklarıyla sulama yapan çiftçiler, Uluabat gölünden su alabilmek için göl ile kuruyan dere yatağı arasındaki bataklık alana boğazlarına kadar girip hayatlarını tehlikeye atıyor. Ellerindeki hortumla boylarını aşan çamurun içinden göle ulaşan çiftçiler gölden tanklara su çekip ağaçlarını sulama mücadelesi veriyor. Tüm yurdu etkisi altına alan Eyyam-ı Bahur sıcakları çiftçilerin işini daha da zorlaşıyor. Çiftçiler düzenli sulama yapamadığı için yaklaşık 4 bin dönüm üzerinde bulunan incir ve zeytin ağaçları kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. 4 bin dönüm alanda üretilen 900 ton zeytin ve 400 ton incir Avrupa’ya ihraç ediliyor.

Rötar yapan uçaktaki hostes yolcuları rahatlatmak için bakın ne yaptı Rötar yapan uçaktaki hostes yolcuları rahatlatmak için bakın ne yaptı

Tarlasına su taşıyabilmek için boğazına kadar çamura giren Recep Işık, "Mahsullerimizi sulamak için uğraşlar veriyoruz. İkişer üçer hafta arayla ancak sulayabiliyoruz. Gölle kanalları birleştirmek için uğraşıyoruz ama açsak da yine kapanıyor. Biz uğraşlarımıza devam edeceğiz. Kanallarımızın çalışmasını istiyoruz. Böyle taşıma suyla sulamakla olmuyor. Boynuma kadar bataklığa giriyorum hiç olmuyor. Daha yaşlılarımız var bataklığa giren ben en genç olanlarıyım. Boynuma kadar batağa girip ekinlerimizi, meyvelerimizi sulamak için hayatımı tehlikeye atıyorum. 83 yaşındaki dedem bana bir şey olmasın diye başımda bekliyor. Bu durum 10-15 senedir böyle. 3 tonluk suyla da zaten meyve sulanmaz. Yetkililerden yardım istiyoruz" dedi. -İHA 

Kaynak: İHA