Her dönemin kendine has hırsızları var.
Ayrıca bizim bölgemize has muz ve avokado hırsızları var.
Eskiden az yada çok muz hırsızları olurdu. Bu hırsızlarla o dönemlerde kamara sistemleri ve alarm sistemleri olmadığı için ya bekçiler yada köpekler yoluyla mücadele edilmeye çalışılırdı. Hatta domuz kapanları kurup elektrikli teller çekenler olurdu. Muz çalan hırsızlar yakalanabilinirse çaldıkları muzlar sırtlarına yüklenerek jandarma karakolundan yada iskele polis karakolundan kolluk kuvvetleri eşliğinde hükümet konağındaki mahkeme salonlarına kadar yürütülerek halkın içinden geçirilerek götürülürdü. Dönemin şartları gereği hem tecrit oldukları için, hem de karakollarda canı gönülden sevildikleri için, o hırsızlık yapanları bir daha muz çalarken görmek pek mümkün olmazdı.
Şimdilerin modası avokado hırsızlığı.
Bölgemiz açısından muz ile beraber en çok ilgi gören ve tercih edilen tropik meyvelerden birisi avokadodur. Son yıllarda oldukça talep gören hem ihracatıyla hem de iç pazarda kendisine iyi bir yer edinmesiyle geniş bir pazara sahip olan avokado adet bazında satışı, toplanmasının kolay olması, üç dört yıl gibi kısa bir sürede meyve vermeye başlaması ile üreticilerin ve çiftçilerinde gözdesi haline geldi. Baş tacımız olan ve her yıl ekimi ve üretimi artan avokado, fidanı ve meyve üretimi ile de Türkiye’nin lideri konumunda olan Alanya’da üreticilerin başı hırsızlarla dertte.
Nerdeyse her gün, hem haber kanallarından, hem de, sosyal medya mecralarından avokado hırsızlığı ile ilgili haberler duymaktayız. Hırsızlar o kadar arsızlaşmışlar ki aynı bahçeye birkaç defa girmek, yada işçi tutup kendi bahçesi gibi toplamak çok normal bir hal almış. Hatta bölgemizde yaşayan bazı yerleşik yabancıların bile hiç çekinmeden bu işi yaptıklarını görebiliyoruz.
Yıl boyunca alın terini akıtıp, emek ve zaman verip, çalışıp, çabalayıp, sulayıp, gerekli bakımlarını yapıp ürün elde etme aşamasında tüm emeği hırsızlar tarafından heba edilen bu durumu acilen durdurmak için çare bulmak gerekli. Gerekirse hem yasal tedbirler hem de güvenlik tedbirleri daha da sertleştirilip arttırılmalı.
Öncelikle üreticiler bireysel olarak bahçelerinin güvenliğini tel çitler ve setler ile çevirip gerekli alarm ve kamera sistemlerini yapmalılar. Ayrıca üreticiler ile ilişkili gerekli odalar,birlikler, muhtarlıklar, belediyeler ve kurumlar bu konuda birleşerek güvenlik kuvvetlerimizin önderliğinde hırsızlara karşı kendi güvenliklerini sağlayabilmek için yeni sistemler geliştirmeli. Buna örnek olarak eski mahalle bekçileri örneği tipinde güvenlikçiler veya bir merkezden izlenen kamera ve alarm sistemleri gibi uygulamalar denenebilinir.
Bu haftaki yazımızı Nazım Hikmet Ran’ın bir yazısıyla bitirelim.
‘’Öyle bir ülkede yaşamak istiyorum ki,
Orada evlerin kapısı kilitlenmesin;
Soygun, hırsızlık, cinayet sözcükleri unutulup gitsin’’
Sağlıcakla Kalın….